spelt (type of wheat)

listen to the pronunciation of spelt (type of wheat)
Английский Язык - Турецкий язык

Определение spelt (type of wheat) в Английский Язык Турецкий язык словарь

far
{s} uzak

Bir şey alamayacak kadar çok uzak. - To take something too far.

Onun çalışması kabul edilebilir, ama mükemmel olmaktan uzak. - His work was acceptable, but far from excellent.

far
{s} öbür
far
alıs
far
çok

Jon, Tom'dan çok daha çekicidir. - Jon is far more attractive than Tom.

O, bana bir yalan söyleyecek kadar çok ileri gitti. - He went so far as to call me a liar.

far
uzağa

Fred benden nefret ettiğini söyleyecek kadar uzağa gitti. - Fred went so far as to say that he had hated me.

Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz. - Don't race the car. We want to make it go as far as possible.

far
ötedeki
far
bir hayli
far
daha uzaktaki
far
pek çok
far
öte

Söz konusu sorular ekonominin çok ötesine geçiyor. - The questions involved go far beyond economics.

Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı. - Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.

far
{s} mesafe katetmiş
far
Allah esirgesin
far
ilerlemiş
far
uzakta

Tom bizden uzakta olmayan kirasız küçük bir evde yaşıyordu. - Tom was living rent-free in a small house not too far from us.

O, otelden çok uzakta değildir. - It is not far away from the hotel.

far
(sıfat) uzak, ırak, öbür, öteki, mesafe katetmiş
far
-den uzak; uzağa; uzakta: He's never journeyed far from Istanbul. İstanbul'dan uzağa hiç seyahat etmedi. They didn't go far. Uzağa
far
{s} ırak

Gözden ırak olan, gönülden ırak olur. - Far from eye far from heart.

far
Far East Uzak Doğu
Английский Язык - Английский Язык
far