Havaalanı ne kadar uzak?
- How far away is the airport?
Bir şey alamayacak kadar çok uzak.
- To take something too far.
Bir şey alamayacak kadar çok uzak.
- To take something too far.
Jon, Tom'dan çok daha çekicidir.
- Jon is far more attractive than Tom.
Tom ne kadar uzağa gittiğini görmek için kilometre sayacını kontrol etti.
- Tom checked his odometer to see how far he'd driven.
Biz dinlenmeden daha uzağa gidemeyiz.
- We cannot go any farther without a rest.
Kapıdan daha öteye gitmedi.
- He went no farther than the gate.
Onun modernizasyonu beklentilerimin çok ötesindeydi.
- Its modernization was far beyond my expectations.
İstasyona ne kadar uzakta?
- How far is it to the station?
Tom karısı Mary ile birlikte Boston'dan çok uzakta olmayan bir çiftlikte yaşıyor.
- Tom lives on a farm with his wife, Mary, not too far from Boston.
Gözden ırak olan, gönülden ırak olur.
- Far from eye far from heart.