Sami aşağı yukarı yüz tane kadın kaçırdı.
- Sami kidnapped something like a hundred women.
Bunun gibi bir şey yapmalıyız.
- We should make something like that.
Bunun gibi bir şeyin olabileceğini her zaman biliyordum.
- I've always known something like this might happen.
Aradığım şey böyle bir şey gibi görünüyor.
- What I'm looking for looks something like this.
Bunun gibi bir şeyin olabileceğini her zaman biliyordum.
- I've always known something like this might happen.
Böyle bir şey için ne kadar öderdin?
- How much would you pay for something like this?
Öyle bir şeyi yapamayacak kadar yaşlıyım.
- I'm too old to do something like that.
... So in something like economics, we use your publication rate ...
... ELON MUSK: It's something like that. ...