Определение sevilme в Турецкий язык Английский Язык словарь
- being loved
- being liked
- favor
- favour [Brit.]
- popularity
- {i} favour
- sev
- {f} love
I have a friend who loves me.
-Beni seven bir arkadaşım var.
I don't love you anymore.
-Artık seni sevmiyorum.
- sev
- {f} loved
She is loved by everyone.
-O herkes tarafından sevilir.
If you want to be loved, love!
-Eğer sevilmek istiyorsan, sev!
- sevilmek
- liked
Tom wants to be liked.
-Tom sevilmek istiyor.
Tom just wants to be liked.
-Tom sadece sevilmek istiyor.
- sevilmek
- loved
If you want to be loved, love!
-Eğer sevilmek istiyorsan, sev!
It is the greatest happiness in life to love and to be loved.
-Hayattaki en büyük mutluluk sevmek ve sevilmek.
- sevilmek
- catch on
- sevilmek
- caressed
- sevilmek
- be liked
Tom wants to be liked.
-Tom sevilmek istiyor.
Tom just wants to be liked.
-Tom sadece sevilmek istiyor.
- sevilmek
- be caressed
- sevilmek
- be loved
It is easy to love, but hard to be loved.
-Sevmek kolay fakat sevilmek zordur.
If you want to be loved, love!
-Eğer sevilmek istiyorsan, sev!
- sev
- {f} loving
It is pleasant to watch a loving old couple.
-Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.
One of the greatest secrets of happiness is moderating your wishes and loving what you already have.
-Mutluluğun en büyük sırlarından biri isteklerini azaltmak ve önceden sahip olduklarını sevmektir.
- sev
- relish
- sevilmek
- to be loved; to be liked
- sevilmek
- to be caressed, be fondled
Связанные Термины
Определение sevilme в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- Sevilmek durumu
- sevilmek
- Sevgi duyulmak, sevgi beslenilmek, beğenilmek
- sevilmek
- Sevgi duyulmak, sevgi beslenilmek, beğenilmek: "Pek sevilecek, beğenilecek yanı da yoktu zavallının."- Y. N. Nayır