sev

listen to the pronunciation of sev
Турецкий язык - Английский Язык
{f} love

I love living with you. - Sizinle yaşamayı seviyorum.

I'm sorry, I love you. - Üzgünüm, seni seviyorum.

{f} loved

All our teachers were young and loved teaching. - Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.

Ken's father loved Ken all the more because he was his only son. - Baba Ken'i haydi haydi severdi,çünkü onun tek oğluydu.

{f} loving

Children need loving. - Çocukların sevilmeye ihtiyacı vardır.

It is pleasant to watch a loving old couple. - Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.

relish
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение sev в Турецкий язык Турецкий язык словарь

SEV'
(Osmanlı Dönemi) Akmak
SEV'E
(Osmanlı Dönemi) Kabiha ve fâhişe hasleti
SEV'E
(Osmanlı Dönemi) Ut yeri