Tom'a saygı göstermekten başka yapacak bir şeyim yok.
 - I have nothing but respect for Tom.
Başkalarına saygı göstermek gerekli.
 - Respecting others is required.
Tom Mary'ye çok saygı duymaktadır.
 - Tom respects Mary a lot.
Hindular et, özellikle sığır eti yemezler, onlar hayvanların yaşamlarına saygı duymak için temel olarak vejetaryendirler,
 - Hindus don't eat meat, in particular beef, and they are mainly vegetarian in order to respect the animals' lives.
Kurallara uymak çok önemlidir.
 - It's very important to respect the rules.
Bu mektuplarla ilgili olarak, sanırım en iyi şey onları yakmaktır.
 - With respect to these letters, I think the best thing is to burn them.
Mali konularla ilgili olarak, Bay Jones şirketteki başka birinden daha çok bilir.
 - With respect to financial matters, Mr. Jones knows more than anyone else in the company.
Turistler seyahat ederken yerel kültürlere uymaya dikkat etmeliler.
 - Tourists should take care to respect local cultures when they are travelling.
Genç insanlar yasaya uymalıdır.
 - Young people must respect the law.
Bu bakımdan haklısın.
 - In this respect, you're right.
O bakımdan senden farklı değilim.
 - I'm no different than you are in that respect.