seduction, enticement, lure, attraction

listen to the pronunciation of seduction, enticement, lure, attraction
Английский Язык - Турецкий язык

Определение seduction, enticement, lure, attraction в Английский Язык Турецкий язык словарь

temptation
{i} günaha sokma
temptation
{i} ayartma

Tom ayartmaya karşı koyamadı. - Tom couldn't resist the temptation.

O bir ayartmaydı, Mary, ve sen karşı koyamadın. - It was a temptation, Mary, and you succumbed.

temptation
günaha teşvik edici şey veya kimse
temptation
{i} birinin ayartılmasına yol açabilen şey/kimse, birinin doğru yoldan sapmasına sebep olabilen şey/kimse
temptation
günaha teşvik etme veya olunma
temptation
yolu şaşırtma
temptation
cezbeden şey/ayartma
temptation
ayartı

Ayartılmaktan başka her şeye dayanabilirim. - I can resist everything but temptation.

temptation
baştan çıkarıcı şey
temptation
baştan çıkarma

Baştan çıkarmaya karşı dayanıklıdır. - He is proof against temptation.

temptation
birini ayartmaya çalışma
temptation
baştan çıkma
temptation
şeytana uyma

Şeytana uymaya teslim olmamalısın. - You shouldn't give in to temptation.

Tom asla şeytana uymadı. - Tom never gave in to temptation.

temptation
istek uyandıran şey
temptation
cezbedici şey
temptation
{i} günaha girme
Английский Язык - Английский Язык
{i} temptation
seduction, enticement, lure, attraction

    Расстановка переносов

    seduction, enticement, lure, at·trac·tion

    Произношение

Избранное