Barack Obama is aiming for an international ban on nuclear weapons, but is not against them in all wars.
 - Barack Obama, nükleer silahlarla ilgili uluslararası bir yasaklamayı hedefliyor, fakat tüm savaşlarda onlara karşı değil.
Tom believes the day will come when there will be no more wars.
 - Tom savaşların hiç olmayacağı günün geleceğine inanıyor.
The soldier never got scars from battles.
 - Askerin savaşlardan kalan hiç yara izi yoktu.
No one of the Greeks was better in battles than Achilles.
 - Yunanların hiçbiri savaşlarda Aşil'den daha iyi değildi.
The art of modern warfare does not necessarily require soldiers to be armed to the teeth to be effective as combatants.
 - Modern savaş sanatı dövüşçüler gibi etkili olmak için tepeden tırnağa silahlandırılacak askerleri muhakkak gerektirmez.
Dan knows very well how to deal with psychological warfare.
 - Dan psikolojik savaşla başa çıkmayı çok iyi bilir.
Gerhard Schroeder is the first German chancellor not to have lived through World War II.
 - Gerhard Schröder, II. Dünya Savaşı boyunca yaşamayan ilk şansölyedir.
Our son died during the war.
 - Oğlumuz savaşta öldü.
Sometimes the Allies could not avoid battle.
 - Müttefikler bazen savaştan kaçınamadı.
He cheated death many times on the battlefield.
 - Savaş alanında defalarca kefeni yırttı.
He was sent into combat.
 - O, savaşa gönderildi.
The art of modern warfare does not necessarily require soldiers to be armed to the teeth to be effective as combatants.
 - Modern savaş sanatı dövüşçüler gibi etkili olmak için tepeden tırnağa silahlandırılacak askerleri muhakkak gerektirmez.
People fought over supplies.
 - İnsanlar malzemeler için savaştı.
The soldiers fought valiantly, but finally they had to give in.
 - Askerler kahramanca savaştılar fakat sonunda teslim olmak zorunda kaldılar.
Eisenhower had campaigned to end the war.
 - Eisenhower, savaşı sona erdirmek için mücadele etti.
This game has you battle against hordes of evil stoats.
 - Bu oyun seni kötü gelincik sürülerine karşı savaştırır.
The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.
 - Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.
Tom began to experience remorse for his actions during the war.
 - Tom, savaş sırasındaki eylemleri için pişmanlık duymaya başladı.
Tom and Mary struggled to make ends meet.
 - Tom ve Mary sonunda kavuşabilmek için savaştılar.
There's no sign of a struggle.
 - Bir savaş işareti yok.
Without supplies, his army could not fight very long.
 - Malzemeler olmadan, onun ordusu çok uzun savaşamadı.
A great warrior radiates strength. He doesn't have to fight to the death.
 - Büyük bir savaşçı güç yayar. O ölümüne savaşmak zorunda değildir.
The First World War began as a regional conflict and become one of history's worst humanitarian catastrophes.
 - Birinci Dünya Savaşı bölgesel bir çatışma olarak başlamış ve tarihin en kötü insanlık felaketlerinden biri olmuştur.
The Winter War was a military conflict between Finland and the Soviet Union.
 - Kış Savaşı, Finlandiya ile Sovyetler Birliği arasındaki askeri bir çatışmaydı.
They're fighting fiercely now but I assure you they'll bury the hatchet before long.
 - Onlar şimdi şiddetle mücadele ediyorlar fakat çok uzun zaman geçmeden önce savaş baltasını gömeceklerine sizi temin ederim.
The fighting lasted one week.
 - Savaş bir hafta sürdü.
Anarchy can happen during wartime.
 - Savaş sırasında anarşi olabilir.
Looting, raping, and plundering are common during wartime.
 - Yağma, tecavüz ve talan, savaş sırasında yaygındır.