sabres

listen to the pronunciation of sabres
Английский Язык - Турецкий язык

Определение sabres в Английский Язык Турецкий язык словарь

saber
kılıç
saber
bkz.sabre
saber
{f} kılıçtan geçirmek
saber
{i} eskrim kılıcı
saber
{i} süvari kılıcı
saber
{f} kılıçla kesmek
saber
{f} kılıçla vurmak
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение sabres в Турецкий язык Турецкий язык словарь

SABR
(Osmanlı Dönemi) Bir kimseyi bir şeyden alıkoymak
SABR
(Osmanlı Dönemi) Bir musibet ve belâya uğrayanın telâş ve feryad etmeyip sonunu bekleyip tahammül ile katlanması
SABR
(Osmanlı Dönemi) Öğrendiği bir şeyi başkasının da öğrenmesi için tâkat getirmek.Cenab-ı Hak, Hakîm ismi muktezası olarak, vücud-u eşyada bir merdivenin basamakları gibi bir tertib vaz'etmiş. Sabırsız adam teenni ile hareket etmediği için, basamakları; ya atlar düşer veya noksan bırakır; maksud damına çıkamaz. Onun için hırs mahrum
SABR
(Osmanlı Dönemi) Muharebede şecaat gösterme
SABR
(Osmanlı Dönemi) (SABIR) Acıya ve zorluğa katlanmak
sabr
Sabır
Английский Язык - Английский Язык
plural of sabre
saber
{n} a cimetar, falchion, short broad sword
saber
cut or injure with a saber
saber
alternative spelling of sabre
saber
see sabre. the American spelling of sabre
saber
{f} strike or stab with a saber (also sabre)
saber
kill with a saber
saber
a stout sword with a curved blade and thick back
saber
To strike, cut, or kill with a saber; to cut down, as with a saber
saber
A sword with a broad and heavy blade, thick at the back, and usually more or less curved like a scimiter; a cavalry sword
saber
{i} curved single-edged sword; (Fencing) foil, double-edged sword with a blunt tip (also sabre)
saber
a fencing sword with a v-shaped blade and a slightly curved handle
Турецкий язык - Английский Язык
sabers
sabres
Избранное