A healthy man does not know the value of health.
- Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.
A carrot is a healthy snack.
- Havuç sağlıklı bir aperatiftir.
It's better to be poor and in good health than rich and ill.
- Yoksul ve sağlıklı olmak zengin ve hasta olmaktan iyidir.
He has not been in good health for some years.
- O, birkaç yıldır sağlıklı değil.
Sports make us healthy in mind as well as in body.
- Spor hem zihni hem bedeni sağlıklı yapar.
Whether sick or well, she is always cheerful.
- Hasta da olsa sağlıklı olsa o her zaman mutludur.
All people shall have the right to maintain the minimum standards of wholesome and cultured living.
- Tüm insanlar sağlıklı ve kültürlü yaşam minimum standartlarını koruma hakkına sahip olacaktır.
She prepares wholesome meals for her family.
- Ailesi için sağlıklı yemekler hazırlar.
Yoga can help you fight stress and stay fit and healthy.
- Yoga stresle mücadeleye ve formda ve sağlıklı kalmaya yardımcı olabilir.
Tom is healthy and fit.
- Tom sağlıklı ve formda.
Eating healthfully can help prevent heart disease.
- Sağlıklı bir şekilde yemek yemek kalp hastalığını önlemeye yardımcı olabilir.
This video recorder doesn't work right.
- Bu video kaydedici sağlıklı çalışmıyor.
The seasoning is just right.
- Baharat tam sağlıklıydı.
You're young. You have your whole life ahead of you.
- Sen gençsin. Senin önünde sağlıklı bir hayat var.
Mary only eats wholefoods. She says they're very healthy.
- Mary sadece az işlemden geçmiş yiyecekler yiyor. O çok sağlıklı olduklarını söylüyor.
He is sound in both mind and body.
- O hem zihinsel hem de bedensel olarak sağlıklıdır.
Nature endowed her with both a sound mind and a sound body.
- Doğa ona hem sağlıklı bir akıl hem de sağlıklı bir vücut bahşetti.
I want to live as long as I can stay in good health.
- Sağlıklı kalabildiğim sürece uzun yaşamak isterim.
Fresh air is necessary to good health.
- Taze hava sağlıklı olmak için gereklidir.
A healthy curiosity is truly a fine thing.
- Sağlıklı bir merak, aslında güzel bir şeydir.
She gave birth to a fine healthy baby.
- Güzel sağlıklı bir bebek doğurdu.
Fresh air is necessary to good health.
- Taze hava sağlıklı olmak için gereklidir.
The food is fresh and healthy.
- Gıda, taze ve sağlıklıdır.
They ate healthier foods.
- Onlar daha sağlıklı gıdalar yediler.
Tom looks healthier than he used to.
- Tom eskisinden daha sağlıklı görünüyor.
A carrot is a healthy snack.
- Havuç sağlıklı bir aperatiftir.
A healthy man does not know the value of health.
- Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.
Sanitary conditions in the refugee camps were terrible.
- Mülteci kamplarındaki sağlık koşulları çok kötüydü.
Is eating healthy more expensive?
- Sağlıklı yemek daha pahalı mıdır?
A healthy man does not know the value of health.
- Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.
I doubt that Tom had to sell his car in order to raise money for medical expenses.
- Tom'un sağlık giderlerini karşılamak için arabasını satmak zorunda kaldığından şüpheliyim.
Have you had a thorough medical checkup within the last year?
- Geçen yıl sağlık kontrolü yaptırdın mı?
Some healthcare workers spend more time doing paperwork than taking care of patients.
- Bazı sağlık çalışanları hastalara bakmak yerine evrak işleri yaparak daha çok zaman geçirmektedirler.