sürünen

listen to the pronunciation of sürünen
Турецкий язык - Английский Язык
creepy
creeping
crept
crawler
creeping up
reptile
reptant
repent
sürü
flock

A boy was driving a flock of sheep. - Bir oğlan koyun sürüsünü güdüyordu.

I saw a flock of birds flying aloft. - Havada uçan bir kuş sürüsü gördüm.

sürü
{i} drove

Ambition drove him to murder. - Hırs onu cinayete sürükledi.

Sami drove a Rolls Royce. - Sami bir Rolls Royce sürüyordu.

sürü
herd

A herd of friesian cattle graze in a field in British countryside. - Siyah alaca sığır sürüsü İngiliz kırsalında bir tarlada otlar.

sürünen şey
crawler
sürü
pack

Wolves travel in packs, but eagles fly alone. - Kurtlar sürüyle gezer ama kartallar yalnız uçar.

Wolves travel in packs. - Kurtlar sürüler halinde dolaşırlar.

sürü
swarm

A swarm of wasps attacked the children. - Bir eşekarısı sürüsü çocuklara saldırdı.

Tom was attacked by a swarm of bees. - Tom bir arı sürüsü tarafından saldırıya uğradı.

sürü
gang

I watch a lot of gangster movies. - Bir sürü gangster filmi izliyorum.

sürü
crowd

There was a crowd of students waiting in front of the library. - Kütüphanenin önünde bekleyen bir sürü öğrenci vardı.

sürü
band

There were a lot of great bands at the festival. - Festivalde bir sürü büyük gruplar vardı.

I have lots of rubber bands. - Bir sürü paket lastiğim var.

sürü
flight

How long is the flight from Tokyo to Hawaii? - Tokyo'dan Hawai'ye uçuş ne kadar sürüyor?

How long is the flight? - Uçuş ne kadar sürüyor?

sürü
deluge
sürü
fold
sürü
{i} crew
sürü
batch
sürü
(Denizbilim) fush
sürü
horde

This game has you battle against hordes of evil stoats. - Bu oyun seni kötü gelincik sürülerine karşı savaştırır.

sürü
ton

You have tons of friends. - Bir sürü arkadaşın var.

Tom is in a ton of trouble. - Tom bir sürü sorun içinde.

sürü
parcel
sürü
troop
sürü
train

Tom caught a glimpse of the driver as the train raced past. - Tren geçerken Tom sürücünün bir anlık bakışını yakaladı.

The train driver signals the departure with his whistle. - Tren sürücüsü, düdüğüyle kalkışın sinyalini verdi.

sürü
(Denizbilim) school

In April we have a lot of school events. - Nisanda bir sürü okul etkinliklerimiz var.

I go to a driving school. - Bir sürücü okuluna gidiyorum.

sürü
{i} cloud

There are lots of clouds in the sky today. - Bugün gökyüzünde bir sürü bulut var.

The clouds scudded across the sky. - Bulutlar gökyüzünde rüzgarla sürüklendi.

sürü
whole bunch
sürü
regiment
sürü
cartload
sürü
covey
sürü
herd, flock, pack, horde, flight; crowd, gang, troop, drove
sürü
run

Lots of women both run a home and go out to work. - Bir sürü kadın hem evde çalışırlar hem de dışarı çalışmaya giderler.

He runs a lot of hotels. - O, bir sürü otel işletir.

sürü
(koyun) fold
sürü
shoal
sürü
scad
sürü
bandwagon
sürü
myriad
sürü
slew
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение sürünen в Турецкий язык Турецкий язык словарь

SÜRÜ
(Osmanlı Dönemi) Tar: Devşirme suretiyle alınan Hristiyan çocuklarının yüzer, yüzellişer, ikiyüzer veya daha fazla kişilik kafileler halinde sevkedilmeleri. Sürü adı verilen bu kafileler, sürücülerle muhafızların nezareti altında hükümet merkezine sevkedilirlerdi. O.T.D.S
Sürü
(Osmanlı Dönemi) SÜRBE
sürü
Bir insanın bakımı altındaki hayvanların tümü
sürü
Pek çok
sürü
Evcil hayvanlar topluluğu: "Karşıki yamaçların sırtında kısrak sürüleri çanlarını sallayarak otluyordu."- R. H. Karay
sürü
Düzensiz insan topluluğu: "Sokaklarda alay geçerken başka çocuklar da sürüye katılır, mektebe kadar giderler."- H. E. Adıvar
sürü
Evcil hayvanlar topluluğu
sürü
Birlikte yaşayan hayvan topluluğu
sürü
Düzensiz insan topluluğu
sürünen
Избранное