sürüklemek!

listen to the pronunciation of sürüklemek!
Турецкий язык - Английский Язык
waft
haul
blow away
{f} draw
shuffle
(Arılık) drive
carry away
entail
touse
train on
involve
blow
sweep away
lug
{f} drag

I had to drag Tom out of bed. - Tom'u yatağın dışına sürüklemek zorunda kaldım.

I had to drag him out of bed. - Onu yataktan dışarıya sürüklemek zorunda kaldım.

lead to
drag to
eat away
drift
schlepp
train
to drag (someone) into (a bad situation)
hale
to hold (one's) attention, engross (one's) attention
to drag (someone) to (a place), force (someone) to go with one to (a place)
trail
eat at
sweep
to drag (something, someone) (along the ground)
to drag; to drift; to involve, to entail, to lead to
make leeway
sweep before one
incline
wash off
drag along
pluck
schlep
wash away
tug
(Fiili Deyim ) drag obout
Турецкий язык - Турецкий язык
Bir şeyi yerden kaldırmadan iterek veya çekerek götürmek: "Prenses koluma girdi, sürüklercesine büfeye götürdü."- A. Gündüz
İlgi uyandırarak bırakamayacak duruma getirmek, çok ilgilendirmek
Kötü bir duruma, sona doğru götürmek: "Kız kardeşini kötü yola sürükledi diye babası reddetmişti."- S. F. Abasıyanık. İlgi uyandırarak bırakamayacak duruma getirmek, çok ilgilendirmek: "... benim çağdaşlarımdan kim bilir kaç bin genci bahtiyar rüyalara sürüklemiştir."- Y. Z. Ortaç
Akarsu, götürmek: "Sakarya nehri kırılmış söğüt dallarını, saman çöplerini sürüklüyordu."- A. İlhan. İstekli olmayan birini bir yere götürmek, getirmek veya bir işi yapmaya zorlamak: "Seni bırakmam vallahi diyor ve bazen gittiği yerlere bile onu sürükleyip götürmek istiyordu."- Y. K. Karaosmanoğlu
İstekli olmayan birini bir yere götürmek, getirmek veya bir işi yapmaya zorlamak
Akarsu için, götürmek
Kötü bir duruma, sona doğru götürmek
Bir şeyi yerden kaldırmadan iterek veya çekerek götürmek
sürüklemek!
Избранное