Öfkeli kalabalık, arabaları devirdi ve mağazaların önündeki camları kırdı.
- The angry mob overturned cars and smashed storefront windows.
Siz beyler niçin öyle öfkelisiniz?
- Why are you guys so angry?
Tom geç kaldığı için kendine kızmıştı.
- Tom was angry with himself for being late.
Başkan Jefferson kızmıştı.
- President Jefferson was angry.
Tom kızgın ayıdan kaçmak için elinden geldiği kadar hızlı koştu.
- Tom ran as fast as he could to escape from the angry bear.
Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
- The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
Sinirli olmadığını umut ediyorum.
- I hope that you are not angry.
Oldukça sinirli görünüyorsun.
- You look pretty angry.
Oldukça hiddetli görünüyorsun.
- You look pretty angry.
Çığlık beni uykumdan uyandırdı.
- The cry roused me from my sleep.
Ses onu uykudan uyandırdı.
- The sound roused her from sleep.
Slogan, insanları canlandırmak için tasarlandı.
- The slogan was designed to rouse the people.