reluctant, averse, indisposed

Английский Язык - Турецкий язык

Определение reluctant, averse, indisposed в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

unwilling

isteksiz

Tom sorunla ilgilenmek için isteksiz görünüyor. - Tom seems to be unwilling to tackle the problem.

Tom ikinci el bir bilgisayar için o kadar çok para ödemek için isteksizdi. - Tom was unwilling to pay that much money for a secondhand computer.

unwilling

gönülsüz

Sorun, Tom'un görüşmeye tamamen gönülsüz olması. - The problem is Tom's complete unwillingness to negotiate.

Onu yapmaya gönülsüzüm. - I'm unwilling to do that.

unwilling

unwillingnessisteksizlik

unwilling

unwillingly istemeyerek

unwilling

kafasının dikine giden

unwilling

inatçı

unwilling

{s} boyun eğmeyen, inatçı, kafasının dikine giden

unwilling

{s} hevessiz, isteksiz, gönülsüz

Английский Язык - Английский Язык

Определение reluctant, averse, indisposed в Английский Язык Английский Язык словарь

{s} unwilling

Расстановка переносов

reluctant, averse, in·dis·posed