Şehirde sıcaklık artışı ile ilgili birkaç çalışma zaten yayınlandı.
- Several studies, related to the temperature increase in the city, have already been published.
Sami, nekrofili ile ilgili her şeyi okudu.
- Sami read anything related to necrophilia.
Salatalık, karpuzla ilişkilidir.
- A cucumber is related to a watermelon.
Bir ülke tarafından üretilen kağıt miktarı onun kültürel standartlarıyla yakından ilişkilidir.
- The amount of paper produced by a country is closely related to its cultural standards.
Tom Mary ile uzaktan ilgilidir.
- Tom is distantly related to Mary.
Bilgisayarlarla ilgili iş yaparım.
- I do work related to computers.
Gerçekten ilişkiniz var mı?
- Are you guys really related?
İster inan ister inanma şeftali ve badem ilişkilidir.
- Believe it or not, peaches and almonds are related.
Rusçada okşamak, sevgi ile bayağı gelincik sözcükleri eşsesli ve muhtemelen etimolojik olarak ilişkilidirler.
- In Russian, the words for caress, endearment and least weasel are homonymous and possibly related etymologically.
İki adam akraba değildi.
- The two men were not related.
O, aile ile akrabadır.
- He is related to the family.
Tom'la nasıl ilişki kuruyorsun?
- How are you related to Tom?
Kimlik yere bağlıdır.
- The identity is related to the place.
Eski İtalyan para birimi liretti ve sembolü ₤ idi. Liret Türk lirasıyla alâkalı değildir.
- The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira.
Bu iki şey alakalı değil.
- Those two things aren't related.
Everyone is related to their parents.
Gun-related crime.
... related to education and learning every day more and more and get more more ...
... So we tried to collect all kinds of data related to the ...