Определение records в Английский Язык Турецкий язык словарь
- (Bilgisayar) kayıt
O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
- He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.
- A new study suggests that hospital records for patients older than 65 are often incorrect, which may lead to serious treatment errors.
- (Ticaret) dosyalar
- (Ticaret) siciller
- kayıtlar
Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.
- A new study suggests that hospital records for patients older than 65 are often incorrect, which may lead to serious treatment errors.
O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
- He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
- (Askeri) KAYITLAR, EVRAK: Dosya dolaplarında sandıklarda veya raflarda biriken ve muhafaza edilen, büro veya dolaplarda yer işgal eden hertürlü evrak, fotoğraf (film dahil) şekil ve özelliklerine bakılmaksızın her türlü fotokopi ve haritalar. Yayınlar ve ikmal maksadıyla elde tutulan kullanılmamış basılı kağıtlar bunun dışındadır. Bu terim dosyalar (files) ile aynı anlamda fakat daha şümullü bir terimdir ve daha geniş bir anlam taşır
- arşiv
- zabıtlar
- (Askeri) evrak
- rekorlar
- record
- {f} kaydetmek
Biyologlar balina aramaları kaydetmek için bir hidrofon kullandı.
- The biologists used a hydrophone to record whale calls.
Bir grup bilim adamı deneyi kaydetmek hazır bekledi.
- A group of scientists stood by, ready to record the experiment.
- record
- plak
Dün gece bazı plakları dinledim.
- I listened to some records last night.
Bu plaklardan hiçbirini sevmiyorum.
- I don't like any of these records.
- record
- sicil
Sumo güreşçisinin sicili, bir galibiyet ve beş yenilgidir.
- The sumo wrestler’s record is one win and five losses.
Tom mükemmel bir sicile sahiptir.
- Tom has a perfect record.
- record
- kayıt
Stokta yüzlerce kayıtlarımız var.
- We have hundreds of records in stock.
O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
- He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
- records found
- (Bilgisayar) kayıt bulundu
- records manager
- kayıt yöneticisi
- records administration
- (Askeri) dosya işleri
- records administration
- (Askeri) DOSYA İŞLERİ, KAYIT İŞLERİ: Kayıtların açılması, tutulması, kullanılması ve silinmesi gibi hususları içine alan kayıt kontrol işleri
- records administration
- (Askeri) kayıt işleri
- records administrators
- (Askeri) evrak müdürleri
- records administrators
- (Askeri) EVRAK MÜDÜRLERİ: Evrak yönetimi ile ilgili bütün konularda Merkez Dairesi Başkanının teknik karargah unsuru olarak hizmet görmek üzere görevlendirilmiş şahıslar
- records center
- (Askeri) DENİZAŞIRI MERKEZ ARŞİVİ: İşlemleri tamamlanmış, dosyaları imha edilinceye veya Anayurttaki bir merkez arşivine nakledilinceye kadar daha az lüzumlu ve maliyeti düşük dosya malzemesi içinde tutmak maksadıyla denizaşırı büyük bir komutanlıkta tesis edilmiş bir faaliyet merkezi
- records control schedule
- (Askeri) kayıt kontrol şeması
- records control schedule
- (Askeri) KAYIT KONTROL ŞEMASI: Dosyaların kapanması arşive kaldırılması veya imhasıyla ilgili zincirleme talimatları ihtiva eden Kara ordusu dosyalarının kontrol ve son işlemi için başlıca işlem vasıtası
- records holding area
- (Askeri) GEÇİCİ ARŞİV SAHASI: ABD Anayurdu Sahra Ordusu tesisi dışındaki bir tesiste veya büyük bir faaliyet merkezinde işlemi sona ermiş dosyaları, imha edilinceye veya Anayurttaki bir merkez arşivine çekilinceye kadar, daha az lüzumlu yerlerde maliyeti düşük dosya malzemesi içinde tutmak maksadıyla kurulmuş bir tesis
- records holding area
- (Askeri) geçici arşiv sahası
- records management officer
- (Askeri) KAYIT İŞLERİ SUBAYI, EVRAK SUBAYI: Kara Kuvvetlerine bağlı bir makamın idari tali bölümünde büyük bir komutanlık karargahı, tesis, tesis dışı müstakil faaliyet merkezi veya denizaşırı ast komutanlık karargah şubesinde kayıt işleriyle ilgili işletme sorumluluklarını yerine getiren belirli şahıs
- records management officer
- (Askeri) kayıt işleri subayı
- records management officer
- (Askeri) evrak subayı
- records section
- (Askeri) SİCİL KISMI: Bir karargahın tali bir kısmı. Bu kısmın görevi teşkilata dahil personelin şahsi kağıt ve sicillerini tutmaktır
- records to be merged
- (Bilgisayar) birleştirilecek kayıtlar
- returns records
- (Bilgisayar) kayıt döndür
- returns records
- (Bilgisayar) kayıtları döndürür
- archive, records
- {i} arşiv
- record
- {i} rapor
- record
- kayda geçirmek
- record
- kayda almak
- record
- (Politika, Siyaset) kayıt tutmak
- record
- kayıt etmek
- record
- yazmak kaydetmek
- record
- (Askeri) BİRBİRLERİYLE İLGİLİ VERİLER TOPLULUĞU, KAYIT MASRAFLARI KARŞILAMA, ÖDEME
- record
- (Tıp) Kayıt devamlı kalacak şekilde tesbit edilmiş kayıt
- record
- kayıt, kaydetmek kayıt
- record
- {f} kaydını yapmak
- record
- (Bilgisayar) kaydetme
Onun konuşmasını kaydetmelisin.
- You must record his speech.
Kamera hiçbir şey kaydetmedi.
- The camera recorded nothing.
- record
- belge
Belge kayıtları savaşın 1700 yılında patlak verdiğini yazıyor.
- The document records that the war broke out in 1700.
- record
- {i} tutanak
- record
- rekor
Bu yıl işsizlik rekor seviyelere ulaşacak.
- This year unemployment will reach record levels.
Tom şu anda 100 yarda hızlı koşmada okul rekorunu elinde tutuyor.
- Tom currently holds the school record for the 100 yard dash.
- batch records
- (Tıp) seri kayıtları
- employee records
- (Ticaret) çalışan kayıtları
- flood records
- feyezan kayıtları
- flood records
- (Coğrafya) taşkın ölçüleri
- flood records
- (Coğrafya) taşkın kayıtları
- hidden records
- (Bilgisayar) gizli kayıtlar
- record
- mazbata
- record
- (Tıp) rekord
- record
- (Ticaret) zabıt
- record
- teybe almak
- record
- tutanaklandırmak
- record
- en çok
- record
- rekor yapan
- record
- gizli
Konuşma gizlice kaydedildi ve delil olarak kullanıldı.
- The conversation was secretly recorded and used as evidence.
- record
- (Kanun,Ticaret) tescil etmek
- record
- en yüksek
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Kurumu 1990'da kayıt tutmaya başladığından beri, yiyecek fiyatları en yüksek seviyesindedir.
- Food prices are at their highest level since the United Nations Food and Agriculture Organization began keeping records in 1990.
- record
- (Kanun) tescil
- record
- rekor kıran
- settlement records
- oturma kayıtları
- sort records
- (Bilgisayar) kayıtları sırala
- sort records
- (Bilgisayar) kayıt sırala
- transcript of records
- (Eğitim) not çizelgesi
- unique records
- (Bilgisayar) benzersiz kayıtlar
- unique records only
- (Bilgisayar) sadece benzersiz kayıtlar
- when merging records
- (Bilgisayar) kayıtlar birleştirilirken
- booking records
- muhasebe kayıtları
- employment records
- personel sicili
- record
- kayıt yapmak
- record
- defter
- record
- dosya
Dosya bakanlığa gönderildi.
- The record was sent to the ministry.
- record
- {f} kaydet
Onun konuşmasını kaydetmelisin.
- You must record his speech.
Birkaç cümle kaydetti.
- She recorded a few sentences.
- record
- (görüntü/ses) almak
- record
- deftere kaydetmek
- record
- plak/rekor/kayıt
- record
- şöhret
Yeni bir rekor kırması, onun şöhretini artırdı.
- Setting a new record added to his fame.
- record
- göstermek
Kayıtlarımız henüz ödeme yapmadığınızı göstermektedir.
- Our records show that you haven't paid yet.
- record
- (aygıt) kaydetmek
- calculation and cast records
- hesaplama ve maliyet kayıtları
- financial records
- Mâli kayıtlar
- fixed blocked records
- değişmez öbekli kayıtlar
- for the records
- kayıtlar için
- grouped records
- gruplanmis kayıtlar
- grouping of records
- kayıtların gruplanmasi, kayıtların kümelendirilmesi
- public records
- kamu kayıtları
- record
- kaydet(mek)
- record
- kaydı
- to rummage through records
- kayıtlar arasında araştırmak için
- unblocked fixed records
- bloklanmamis değişmez uzunlukta kayıtlar
- unblocked variable records
- bloklanmamis değişken kayıtlar
- accounting records
- (Nükleer Bilimler) sayım kayıtları
- audit on records
- (Avrupa Birliği) (TMDF16-3) kayıtların denetimi
- basic records
- (Askeri) ESAS KAYITLAR: Bir askeri birliğin esas veya temel kayıtları. Bölük günlük yoklaması (morning report), hizmet sıra çizelgesi (duty roster) vesaire kayıtlar bunlar arasındadır
- blocked records
- (Elektrik, Elektronik) bloke edilmiş kayıtlar
- cascade delete related records
- (Bilgisayar) ilgili kayıtları ardarda sil
- course records
- (Askeri) KURS KAYITLARI
- detail records
- (Bilgisayar) ayrıntı kayıtlar
- disaster records
- afet kayıtları
- disposal of records
- (Askeri) KAYITLARIN SON İŞLEMİ, KAYITLARIN İMHASI: Kıymetsiz kayıtların imha veya tasfiyesi
- disposal of records
- (Askeri) kayıtların son işlemi
- disposal of records
- (Askeri) kayıtların imhası
- disposition of records
- (Askeri) kayıtların son işlemi
- disposition of records
- (Askeri) evrakın son işlemi
- disposition of records
- (Askeri) KAYITLARIN SON İŞLEMİ, EVRAKIN SON İŞLEMİ: Evrakın, depoya sevki suretiyle veya mikrofilmleri çekilerek küçültme, imha, kullanma veya orduya bağlı olmayan başka bir daireye devir yolu ile ortadan kaldırılması
- documentary records
- (Çevre) belgesel kayıtlar
- financial data records folder
- (Askeri) MAAŞ KAYITLARI DOSYASI: Bir kara ordusu birliğinin askeri personel şubesinde tutulan ve birliğe mensup bir şahsın maaşa hak kazanma durumu ile ilgili belge ve dökümanları ihtiva eden dosya
- for the records
- (Kanun) dava kaydı için
- for the records
- (Kanun) tutanaklar için
- foreign language records
- yabancı dil kayıtları (kaset)
- grouped records
- (Bilgisayar,Teknik) gruplanmış kayıtlar
- grouping of records
- (Bilgisayar,Teknik) kayıtların gruplanması
- grouping of records
- (Bilgisayar,Teknik) kayıtların kümelendirilmesi
- intermediate records
- (Elektrik, Elektronik) ara kayıtlar
- keep records
- defter tutmak
- legal records
- yasal kayıtlar
- machine records
- (Askeri) MAKİNALI KAYITLAR
- mail and records division
- (Askeri) EVRAK KISMI: Bir tümen veya diğer büyük bir birlik karargahının bir kısmı. Bu kısım, birliğin postasını alır ve dağıtır; aynı zamanda, karargahtan geçen haberleşmelerin dosya ve kayıtlarını tutar
- marked records
- (Bilgisayar) imli kayıtlar
- merge records
- Kayıtları Birleştir
- merging records
- kayıtları birleştrime
- merging records
- (Bilgisayar) kayıtları birleştirme
- navigate records
- (Bilgisayar) kayıtlarda gez
- noncurrent records
- (Askeri) geçersiz kayıtlar
- noncurrent records
- (Askeri) GEÇERSİZ KAYITLAR: Cari işletme faaliyetlerini ve idari faaliyetlerin yapılmasında artık lüzumlu olmayan kayıtlar
- nursing records
- (Tıp) hemşire kayıtları
- operating records
- (Nükleer Bilimler) işletme kayıtları
- purchase records
- (Ticaret) mübayaa kayıtları
- purchase records
- (Ticaret) satın alma kayıtları
- rainfall records
- yağış kayıtları
- record
- recording angel insanın emellerini kaydeden melek
- record
- {f} banda almak
- record
- rekor düzeyde
İngiltere'de istihdam oranı rekor düzeyde.
- The UK employment rate is at a record high.
- record
- def
- record
- {f} yazmak
- record
- {f} not etmek
- record
- (noun) tutanak
- record
- ün
Sami üniversite kayıtlarını tahrif ediyordu.
- Sami was falsifying his university records.
Bunu üniversite radyosunda anlatabilirsin. Her şeyden önce onlar aslında kayıtları çalarlar; ikinci olarak onları yanlış hızda çalmaya devam ederler.
- You can tell this is college radio. First of all, they actually play records; secondly, they keep playing them at the wrong speed.
- record
- plağa almak
- record
- {i} isim
- record
- {f} çekmek
- record
- {i} kütük
- record
- (verb) tutanak yazmak
- record
- {i} vesika
- record
- almak
- record
- tutanak yazmak
- sales records
- (Ticaret) satış kayıtları
- selected records
- (Bilgisayar) seçili kayıtlar
- sorts records
- (Bilgisayar) kayıtları sıralar
- special records depository
- (Askeri) ÖZEL ARŞİV MAHZENİ: Yürürlükte olmayan belirli tip kağıtların bir merkezde toplanması, işleme tabi tutulması ve idaresi için kurulan tesis
- structured data records
- Yapısal veri kayıtları
- training records
- (Askeri) EĞİTİM KAYITLARI
- unique records only
- Kayıt Tekrarlanmasın
- voluminous records
- çok miktarda kayıt