Ben de hakikaten öyle düşünmüyorum.
- I really don't think so.
İnsanların sıklıkla birbirlerine sırt çevirdiklerini görüyorum, ve bu beni hakikaten korkutuyor.
- I often see people turning against each other all the time, and this really scares me.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
- Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
Yaptığına gerçekten minnettarım.
- I really appreciate what you've done.
Bir bardak soğuk biraya gerçekten minnettar kalırdım.
- I would really appreciate a glass of cold beer.
Gerçekten tam olarak öyle mi söyledin?
- Did you just really say that?
Gerçekten öyle mi oldu?
- Did it really happen like that?
Çıkmadan mutlaka karnını doyurmalısın.
- You really should eat before you leave.
Çatı mutlaka tamir edilmeli.
- The roof is really in need of repair.
Hiçbir şeyi kesin olarak öngöremeyiz.
- We cannot really predict anything.
Birinin kafasından neler geçtiğini kimse kesin olarak bilemez.
- No one ever really knows what's going through someone else's head.
Tom'un parayı almadığından kesinlikle emin olamam.
- I can't really be certain that Tom didn't take the money.
Kesinlikle bana göre değil.
- It's not really my cup of tea.
En son yapmak zorunda kaldığın cidden zor şey neydi?
- What was the last really difficult thing you had to do?
Benim için Japonca konuşmak cidden kolay.
- It's really easy for me to speak Japanese.
Buradaki sistem gayet iyi çalışıyor.
- The system here works really well.
Tom uzun süre konuştu fakat aslında çok şey söylemedi.
- Tom talked for a long time, but didn't really say much.
Ben aslında geveze birisi değilimdir. Sadece sana anlatacak çok şeyim var.
- I'm not really a talkative person. It's just that I have a lot of things to tell you.
Ben de hakikaten öyle düşünmüyorum.
- I really don't think so.
İnsanların sıklıkla birbirlerine sırt çevirdiklerini görüyorum, ve bu beni hakikaten korkutuyor.
- I often see people turning against each other all the time, and this really scares me.
O sahiden akıllı, değil mi?
- She's really smart, isn't she?
Sahiden mi? Adam, şaka yapıyorsun değil mi?
- Really?! Man, you're kidding right?
Sahi mi? Benim hobim çizgi roman okumaktır.
- Really? My hobby is reading comics.
O gerçekten akıllı, değil mi?
- She's really smart, isn't she?
Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
- Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
Sen hiç hakiki Macar tas kebabı yedin mi? Hayır ama gerçekten yemek istiyorum.
- Have you ever had genuine Hungarian goulash? No, but I'd really like to.
Hakiki kadınların kıvrımları vardır.
- Real women have curves.
Gerçekten o kadar saf mısın?
- Are you really that gullible?
Gerçekten bu kadar saf değilsin, değil mi?
- You're not really that naive, are you?
x bir reel sayı olmak üzere, x² + kx - 3k > 0 eşitsizliğinde k sabitinin alabileceği değer aralığını bulunuz.
- Determine the range of values of the constant k to which the quadratic inequality x² + kx - 3k > 0 holds for any real value of x.
Fiyat artışları reel ve nominal büyüme oranları arasındaki farkı açıklar.
- Price increases explain the difference between the real and nominal growth rates.
Asıl amaç buysa bilmem tabii.
- If that is the real aim, naturally I would not know about that.
Okuyucular, röportajların asıl hedefidir.
- The readers are the real target of interviews.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Sen Fransa'dayken seni gerçekten çok özlemiştim.
- I really missed you when you were in France.
x bir reel sayı olmak üzere, x² + kx - 3k > 0 eşitsizliğinde k sabitinin alabileceği değer aralığını bulunuz.
- Determine the range of values of the constant k to which the quadratic inequality x² + kx - 3k > 0 holds for any real value of x.
Mary gerçekten hasta değil. O numara yapıyor.
- Mary isn't really sick. She's just faking it.
Kötü hissediyordum, bu yüzden hastaneye kabul edildim. Fakat bende gerçekten sağlıksız bir şey olmadığı anlaşıldı.
- I felt bad, so I was admitted into the hospital. However, it turned out that there was nothing really wrong with me.
Tom Mary'nin ciddi olduğunu açıkladı.
- Tom realized Mary was serious.
Tom Mary'nin ciddi olduğunu fark etmedi.
- Tom didn't realize Mary was serious.
Herkes gerçekten samimiydi.
- Everybody was really friendly.
Tom gerçekten samimiydi.
- Tom was really friendly.
Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
- Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
O gerçekten akıllı, değil mi?
- She's really smart, isn't she?
Benim için Japonca konuşmak cidden kolay.
- It's really easy for me to speak Japanese.
O konuda cidden üzgünüm.
- I'm real sorry about that.
Sahiden mi? Adam, şaka yapıyorsun değil mi?
- Really?! Man, you're kidding right?
Bu geyiğin sütü sahiden iyi midir?
- Is the milk from this deer really good?
3 yaşındaki çocuğum harbiden sinirlerimi hoplatıyor.
- My 3-year-old is really getting on my nerves.
He really is a true friend. / Really? What makes you so sure?.
Well, really! How rude.
B: Really?.
B: Really. She's a nightmare.
B: Really.
But ma, I really, really want to go to the show!.
Really, you are so mean.
- Really, you are so mean!
They are having a really good time.
- They're having a really good time.
What is the real GNP of this polity?.
real father or real mother.
You mean you really can't swim?
- Can you really not swim?
Really, you are so mean!
- Really, you are so mean.
No one has ever seen a real unicorn.
I am a realistic person.
- I'm a realistic person.
I'm a realistic person.
- I am a realistic person.
... So when we say thank you, we really sincerely mean it. ...
... We think this is really great news for users. It's excellent for developers, and it's really ...