range range

listen to the pronunciation of range range
Английский Язык - Турецкий язык
erim erim
range
aralık,v.değiş: n.menzil
range
menzilini bulmak ayarlamak
range
{i} sıra

İtalya'nın iki dağ sırası vardır, Alpler ve Apeninler. - Italy has two mountain ranges, the Alps and the Apennines.

range
(Bilgisayar) değer kümesi
range
{i} alan

Tom'un geniş bir ilgi alanı var. - Tom has a wide range of interests.

Onun araştırması geniş bir alanı kapsar. - His research spans a wide range of fields.

Time range
Zaman aralığı
a whole range of something
Birşeyin tamamı
close range photogrammetry
Yakın mesafe fotogrametrisi
free range egg
Açık alanda yemlenmiş tavuk yumurtası
range
{i} dizi
a wide range of
çok çeşitli
a wide range of
çok sayıda
long range
uzun vadeli
range
(İnşaat) mesafe, dizi, sıra
range
{f} sıralanmak
range
{f} sıralamak
range from
(Bilgisayar) aralık
wide range of
çok sayıda
wide range of
geniş bir yelpazede
wide range of
çok çeşitli

Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır. - A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low.

Çok çeşitli konular tartıştık. - We discussed a wide range of topics.

range
{i} otlak
a wide range of
çok kapsamlı
adjustment range
ayar aralığı
all pages in range
(Bilgisayar) aralıktaki tüm sayfalar
audio range
işitilebilir sıklık erimi
boiling range
(Kimya) kaynama aralığı
burst range
(Askeri) paralanma mesafesi
cell range
(Bilgisayar) göze aralığı
cell range
(Bilgisayar) hücre aralığı
coincidence range finder
(Askeri) intibaklı telemetre
colour range
(Tekstil) renk paleti
contrast range
kontrast erimi
criteria range
(Bilgisayar) ölçüt aralığı
distilling range
(Tıp) distillenme aralığı
elevated zero range
(Bilgisayar) sıfırlı erim ölçme aleti
elevated zero range
sıfırlı erim
erase range
(Bilgisayar) aralığı sil
export range
(Bilgisayar) verme aralığı
extreme range
(Askeri) azami menzil
firing range
atış yeri
first range
(Bilgisayar) ilk aralık
goto range
(Bilgisayar) git aralığı
gunnery range
(Askeri) topçu mesafesi
home range
(Hayvan Bilim, Zooloji) yaşam alanı
input range
(Bilgisayar) giriş aralığı
intensity range
yoğunluk aralığı
interquartile range
(Politika, Siyaset) Çeyrekler açıklığı: İstatistikte %25 ile %75 arası dilim
ip range
(Bilgisayar) ip aralığı
measuring range
(Bilgisayar,Teknik) ölçme erimi
measuring range
ölçüm aralığı
measuring range
ölçüm alanı
measuring range
(Otomotiv,Ticaret) ölçme aralığı
memory range
(Bilgisayar) bellek aralığı
minimum range
(Askeri) asgari mesafe
missile role range
(Askeri) füze tono mesafesi
network range
(Bilgisayar) ağ aralığı
output range
(Bilgisayar) çıkış aralığı
page range
(Bilgisayar) sayfa aralığı
page range
(Bilgisayar) döküm kapsamı
pitch range
(Dilbilim) ses yükseklik düzeyi
port range
(Bilgisayar) bağlantı noktası aralığı
practice range
(Askeri) atış yeri
print range
(Bilgisayar) yazdırma aralığı
print range
(Bilgisayar) yazdırılacak olan
product range
ürün çeşitliliği
protect range
(Bilgisayar) aralığı koru
range
atış uzaklığı
range
atım
range
dağılım genişliği
range
mera
range
menzilini bulmak
range
aralığı

Öğrencilerin yaşı 18 ile 25 aralığındadır. - The students range in age from 18 to 25.

İnsan gözü görülebilir aralık dediğimiz çok dar ışık aralığı hariç neredeyse tüm elektromanyetik spektrum için kördür, - The human eye is blind to nearly the entire electromagnetic spectrum, except for the very narrow range of light that falls in what we call the visible range.

range
(Bilgisayar) yayılma aralığı
range
dizilmek
range
(Gıda) dağılım aralığı
range
hare
range
alt-üst sınır
range
{i} menzil
range
kuzina
range
yayılma alanı
range
(Askeri) hareket sığası
range
(Bilgisayar) alt ve üst sınırlar arası
range
(Çevre) yayılım alanı
range
ara

Öğrencilerin yaşı 18 ile 25 aralığındadır. - The students range in age from 18 to 25.

Fiyatlar bir dolarla beş dolar arasında değişir. - Prices range from one to five dollars.

range move
(Bilgisayar) aralık taşıma
range over
bot
range resolution
uzaklık çözünürlüğü
range rod
jalon
rifle range
(Askeri) tüfek atış yeri
row range
(Bilgisayar) satır aralığı
setting range
ayar aralığı
slant range
(Havacılık) eğim mesafesi
speed range
(Otomotiv) hız aralığı
suppressed zero range
sıfırsız erim
transmission range
transmiston aralığı
upper range limit
erimin üst sınırı
wide range
(Bilgisayar) geniş aralık
wide range of
çeşit çeşit
wide range of
çok miktarda
wide range of
geniş yelpazeli
wide range of
geniş yelpaze
winter range
(Tarım) kışlık
range
dağ silsilesi

O, bu dağ silsilesinde tek şelaledir. - It's the only waterfall in this mountain range.

Dağ silsilesinin adı nedir? - What's the name of the mountain range?

cell range
hücre sınırı
close range target
kısa menzil hedefi
common mode voltage range
ortak mod gerilim bölgesi
contrast range
kontrast aralığı
critical range
kritik bölge
effective range
etkili top menzili
electric range
elektrik sahası
fattening range
besi otlağı
firing range
atış alanı
firing range
poligon
full range
tam alan
golf range
golf sahası
horizontal range
yatay mesafe
in range
menzilde
initial tracking range
başlangıç tarama menzili
intermediate range ballistic missile
orta menzilli balistik füze
interquartile range
çeyrek değerler genişliği
long range
uzun erimli
long range
uzun menzilli
long range forecast
uzun süreli hava tahmini
long range radar
uzun menzilli radar
medium range
orta menzilli
medium range aircraft
orta menzilli uçak
mountain range
dağ silsilesi

O, bu dağ silsilesinde tek şelaledir. - It's the only waterfall in this mountain range.

Dağ silsilesinin adı nedir? - What's the name of the mountain range?

mountain range
sıradağ
out of range
erişim dışı
price range
fiyat dağılımı
radar range
radar menzili
radar range knob
radar menzil düğmesi
range
erim
range
hız
range
poligon
range
(dağlar) sıra oluşturmak
range
el
range
anlayış gücü
range
{f} nişan almak
range
göz ya da ses erimi
range
sıra olmak
range
dizi oluşturmak
range
silsile

Dağ silsilesinin adı nedir? - What's the name of the mountain range?

O, bu dağ silsilesinde tek şelaledir. - It's the only waterfall in this mountain range.

range
arasında olmak
range
tür
range
atış alanı
range
derece

Güneş ve Mars arasındaki mesafe değiştiği için, sıcaklıklar Mars kışında -125 santigrat derece ile Mars yazında 22 santigrat derece arasında değişir. - Because the distance between the Sun and Mars varies, temperatures range from -125 degrees Celsius in the Martian winter to 22 degrees Celsius in the Martian summer.

range
cins
range
gezinmek
range
sıraya koymak
range
(over/through ile) dolaşmak
range
meydan
range
saha
range
takım
range
sınıf
range
mutfak ocağı
range
kavrama
range
dizmek
range
set
range
dağılım
range
arasında değişmek
range
/vb.farkı
range
{f} değiş

Güneş ve Mars arasındaki mesafe değiştiği için, sıcaklıklar Mars kışında -125 santigrat derece ile Mars yazında 22 santigrat derece arasında değişir. - Because the distance between the Sun and Mars varies, temperatures range from -125 degrees Celsius in the Martian winter to 22 degrees Celsius in the Martian summer.

Yazın, sıcaklık otuzla kırk santigrat arasında değişkenlik gösterir. - In the summer, the temperature ranges from thirty to forty degrees Celsius.

range
menzili ...olmak
range finder
telemetre
range indicator
menzil göstergesi
range interlock circuit
menzil bağlantı devresi
range light
menzil ışığı
range of mountains
dağ silsilesi
range of mountains
sıradağ
range over
dolaşmak
range over
gezinmek
range pointer
menzil işaret edicisi
range pole
gözlem çubuğu
range pole
jalon
range rate
menzil oranı
range rate information
menzil oran bilgisi
range strobe
menzil stroboskop
range through
gezinmek
range through
dolaşmak
shooting range
kamera mesafesi
shooting range
kamera uzaklığı
short range
kısa aralık
short-range
kısa vadeli
short-range
kısa menzilli
short-range
kısa dönemli
summer range
yayla
summer range
yaz merası
target range
hedef menzili
test range
deney alanı
That´s outside my range
O benim bilgi alanım dışında./Ben o işten anlamam. They have a small number of books which cover a wide range of topics, whereas Esma has a large number of books which cover a narrow range of topics. Onlardaki kitapların sayısı az ama çeşitli konular üstüne yazılmış. Esma´nın kitapları ise sayıca çok, ancak belirli birkaç konuyu kapsıyor
The samples range from bad to excellent
Örnekler kötü ile mükemmel arasında değişiyor
a broad range
geniş bir
a complete range
tam seri
a range of
bir dizi
a range of
çeşitli
error range
hata menzili
extensive range, broad extent
geniş, geniş ölçüde
fall range
güzlek, sonbahar merası
free-range
Serbestçe dolaşan, kapalı yerde tutulmayan (hayvan)
in range
Aralıktaki
in the range
görüş alanında
intermediate-range nuclear forces
orta menzilli nükleer güçler
lower limit of range
aralığının alt sınırı
normal visual range
normal görüş alanı
offers wide range
sunar
power range
güç aralığı
practice range for firing guns
ateş topları için uygulama aralığı
product range
Bir şirketin ürün listesi ya da ürün kataloğu
range
Yelpaze, çeşitlilik
range
aralık

Tom çoğunlukla abur cubur yese de, nadiren hastalanır ve Vücut Kitle İndeksi normal aralıktadır. - Even though Tom eats mostly junk food, he rarely gets sick and his BMI is in the normal range.

İnsan gözü görülebilir aralık dediğimiz çok dar ışık aralığı hariç neredeyse tüm elektromanyetik spektrum için kördür, - The human eye is blind to nearly the entire electromagnetic spectrum, except for the very narrow range of light that falls in what we call the visible range.

range changing device
aralığında değişen cihaz
range of variables
değişkenlerin değer kümesi
range-fed
Otlak alanda beslenmiş, merada beslenmiş

The bulk of commercial livestock is not range-fed but stall-fed.

rifle range
menzil
scale, range, gamut, spectrum
ölçek, aralık, gam, spektrum
temperature range
sıcaklık aralığı
to range from
dan aralığına
transmission range
iletim menzili
Английский Язык - Английский Язык

Определение range range в Английский Язык Английский Язык словарь

driving range
An area where golfers practice their swing, and try to hit the ball far, toward no target
firing range
A range designed for target practice, especially for firearms
free-range
Of, pertaining to, or produced by animals that are allowed to roam freely, rather than being confined indoors

Sorry, we've been short of free-range chicken since demand rose.

interquartile range
The difference between the first and third quartiles; a robust measure of sample dispersion
long-range
Involving a great period of time

Long-range planning is not my specialty.

long-range
Capable of operating over a great distance

Long-range missiles can shoot down any planes before they can even be seen.

mountain range
A series of lines of mountains

We hiked through the Andes mountain range.

mountain range
A series of adjoining mountains, often in a line
range
(followed by over) or To travel over (an area, etc) with a particular purpose
range
The defensive area that a player can cover

Jones has good range for a big man.

range
Selection, array. Eg: A range of cars
range
(mathematics, computing; followed by over) Of a variable, to be able to take any of the values in a specified range

The variable x ranges over all real values from 0 to 10.

range
classify
range
The set of values (points) which a function can obtain
range
A sequential list of iterators that are specified by a beginning and ending iterator

std::for_each calls the given function on each value in the input range.

range
Compass - The scale of all the tones a voice or an instrument can produce
range
The distance from a person or sensor to an object, target, emanation, or event

This missile's range is 500 kilometres.

range
A fireplace; a fire or other cooking apparatus; now specifically, a large cooking stove with many hotplates

Therein an hundred raunges weren pight, / And hundred fornaces all burning bright;.

range
An area of open, often unfenced, grazing land
range
An area for practicing shooting at targets

An area for military training or equipment testing.

range
Line or series of mountains
range
The length of the smallest interval which contains all the data in a sample; the difference between the largest and smallest observations in the sample
range
The geographical area or zone where a species is normally naturally found
range finders
plural form of range finder
range hood
An electrical kitchen device fitted over a cooker and connected to a flue designed to suck off any vapours from cooking
range pole
A rod or pole, marked with alternating red and white bands, used by surveyors for sighting
range poles
plural form of range pole
rifle range
A shooting range for shooting rifles
shooting range
A facility designed for firearms practice
short-range
Intended for use on something close or nearby
free range egg
Egg produced using birds that are permitted to roam freely within a farmyard, a shed or a chicken coop
a range of
words for describing things or people that are of different kinds
free range
Of, relating to, or produced by animals, especially poultry, that range freely for food, rather than being confined in an enclosure: free-range chickens
range range

    Турецкое произношение

    reync reync

    Произношение

    /ˈrānʤ ˈrānʤ/ /ˈreɪnʤ ˈreɪnʤ/
Избранное