range of frequencies

listen to the pronunciation of range of frequencies
Английский Язык - Турецкий язык
frekans aralığı
band
{i} bando

Tom ve Mary bando provasına gitmek zorundaydı. - Tom and Mary had to go to band rehearsal.

Tom o zaman o bandoyu hiç duymadı bile. - Tom had never even heard of that band at that time.

band
{i} takım
band
{f} şerit yapmak
band
sürü

Festivalde bir sürü büyük gruplar vardı. - There were a lot of great bands at the festival.

Bir sürü paket lastiğim var. - I have lots of rubber bands.

band
birleşmek
band
saz takımı
band
grup

Grup, gelecek turla ilgili çok heyecanlı. - The band are very excited about their upcoming tour.

Bir grup kentin içinden geçit açtı. - A band led the parade through the city.

band
kuşak
band
bant

Bu hizmeti kullanmak için yeterli bant genişliğine sahip değiliz. - We don't have enough bandwidth to use that service.

band
türküm
band
(together ile) birleşmek
band
{i} şerit
band
{i} frekans bandı
band
çizgi
band
(İnşaat) aralık, bant
band
{i} şerit, bant, kurdele; kolan; sargı
band
{i} takım, zümre
band
{i} şarkı (plâk)
band
çizgilerle süslemek
band
{f} bağlamak
Английский Язык - Английский Язык
band
range of frequencies

    Турецкое произношение

    reync ıv frikwınsiz

    Произношение

    /ˈrānʤ əv ˈfrēkwənsēz/ /ˈreɪnʤ əv ˈfriːkwənsiːz/
Избранное