O kendi kendine kavga etti.
 - He quarreled with his own self.
Dün Tom'la kavga ettim.
 - I quarreled with Tom yesterday.
Tom ve Mary hemen hemen her gün kavga ederler.
 - Tom and Mary quarrel almost every day.
Kardeşler kavga etmemelidir.
 - Siblings should not quarrel.
Lütfen tartışmaktan vazgeçin.
 - Please cease from quarreling.
Seninle tartışmak istemiyorum.
 - I don't want to quarrel with you.
Bu şekilde bir ağız kavgasına son vermeliyiz.
 - We must put an end to this kind of quarrel.
Ben münakaşaya karıştım.
 - I was involved in the quarrel.
Sizin tartışmanızın nedeni neydi?
 - What was the cause of your quarrel?
Ben tartışmaya bir son vermek istiyorum.
 - I want to put an end to the quarrel.
Dün ağabeyim ile tartıştım.
 - I quarrelled with my older brother yesterday.
Sizin tartışmanızın nedeni neydi?
 - What was the cause of your quarrel?
Bu şekilde bir ağız kavgasına son vermeliyiz.
 - We must put an end to this kind of quarrel.