Fakat onun uyarısını ihmal edemem.
- I cannot, however, neglect his warning.
Keşke uyarılarını dinleseydim.
- I wish I had listened to your warnings.
Tom'un ölmesiyle ilgili bir önsezim vardı.
- I had a premonition of Tom dying.
Ne vahşi, ne de evcil hayvanların ölümle ilgili herhangi önsezileri var gibi görünüyor.
- Neither wild nor domestic animals appear to have any premonition of death.
Polis onu uyarmadan serbest bıraktı.
- The policeman let him off with a warning.