present participle of mean

listen to the pronunciation of present participle of mean
Английский Язык - Турецкий язык

Определение present participle of mean в Английский Язык Турецкий язык словарь

meaning
{i} anlam

Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler. - Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful.

Onun sözleri tamamen anlamsızdı. - Her words were wholly void of meaning.

meaning
{s} niyetli
meaning
{i} anlam, mana
meaning
{i} içerik
meaning
anlamında

Bir kelimenin anlamından emin değilsen, sözlüğe bak. - If you are not sure about the meaning of the word, look it up in your dictionary.

Bir terimin birleşik anlamından dolayı, bir niteleyicinin kullanımı benzemeyen örnekleri engeller. - An application of a qualifier precludes non-partaking instances from the compound meaning of a term.

meaning
{i} kasıt
meaning
anlamına gelerek
meaning
önem

Tonlama çok önemlidir. Anlamı tamamen değiştirebilir. - Intonation is very important. It can completely change the meaning.

meaning
anlamlı

Yeni ve daha anlamlı bir gerçekliğe hoş geldin. - Welcome to a new and more meaningful reality.

Tom Mary'ye anlamlı bir bakış attı. - Tom gave Mary a meaningful look.

meaning
önemç meaningful sç anlamlı
meaning
(sıfat) niyetli, kasıtlı, manâlı, anlamlı
meaning
meaninglymanalı manal
meaning
boş

Seninle her şey hoş, sensiz her şey boş. - Anything is blissful with you. Nothing is meaningful without you.

meaning
meaninglessanlamsız
meaning
manasız
meaning
düşün/kastet/ifade et
meaning
değer

Benim varlığım değersiz ve anlamsız. - My existence is worthless and meaningless.

meaning
(İnşaat) mana, anlam
meaning
{s} kasıtlı
Английский Язык - Английский Язык
meaning
present participle of mean
Избранное