prejudice; bias

listen to the pronunciation of prejudice; bias
Английский Язык - Турецкий язык

Определение prejudice; bias в Английский Язык Турецкий язык словарь

affection
{i} sevgi

Onun anne ve babasına büyük sevgisi var. - She has a great affection for her parents.

Tom Mary'nin aşkını ve sevgisini nasıl kabul edeceğini bilmiyordu. - Tom didn't know how to accept Mary's love and affection.

affection
(Tıp) marazi durum
affection
etkime
affection
(Tıp) hastalık hali
affection
teessür
affection
(Tıp) afet
affection
yakınlık

O, çocukları için sıcak duygusal yakınlık gösteriyor. - He shows warm affection for his children.

Beni sevdiğini biliyorum, ama senin için bütün hissettiğim sadece yakınlıktır. - I know you love me, but all I feel for you is just affection.

affection
(Tıp) maraz
affection
tefani
affection
şefkat

Kim sevgi ve şefkat istemez? - Who doesn't want love and affection?

O çok şefkatli bir baba. - He's a very affectionate father.

affection
etkileme,sevgi
affection
{i} düşkünlük
affection
{i} şefkât

O çok şefkatli bir baba. - He's a very affectionate father.

Ona karşı derin bir şefkate sahibim. - I have a deep affection for her.

affection
{i} meyil
affection
{i} muhabbet, şefkat, sevgi
affection
{i} hastalık
affection
(Diş Hekimliği) patolojik veya hastalıklı durum
affection
(Tıp) Hastalık hali veya marazi durum, afet, illet, maraz, afeksiyon; Duygulanım
Английский Язык - Английский Язык
affection
prejudice; bias
Избранное