Yalın gerçeklikle yüz yüze gelmelisin.
 - You ought to face the stark reality.
Küçük erkek kardeşim oturma odasında çırılçıplak koştu.
 - My little brother ran through the living room stark naked.
Bu tayfunun ortasında çırılçıplak dışarı gitmek istiyorum.
 - I'd like to go out stark naked in the middle of this typhoon.