İngilizler becerikli bir millettirler.
- The English are a practical people.
Çinliler cana yakın bir millettir.
- The Chinese are a friendly people.
Bir ankete göre, insanların beşte üçü uluslararası konulara ilgisiz.
- According to a survey, three in five people today are indifferent to foreign affairs.
Bu onların diğer uluslarla ortak neye sahip olduklarıdır.
- This is what they have in common with other peoples.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
- Traveling makes people knowledgeable.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Dünya aptal insanlarla dolu.
- The world is full of dumb people.
Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker.
- Some people in the world suffer from hunger.
İnsanları işaret etmek kalabalıktır.
- It is rude to point at people.
Yarış, bir milyona yakın bir kalabalık tarafından izlendi.
- The race was watched by a crowd of nearly a quarter of a million people.
Romatoid artrit belirtileri olan kişiler, ne yedikleri konusunda çok dikkatli olmalılar.
- People with rheumatoid arthritis symptoms should be careful about what they eat.
Tom ünlü kişilerin taklitlerini yapar.
- Tom does impersonations of famous people.
Hiç kimse tam olarak kaç kişinin kendilerini hippi kabul ettiklerini bilmez.
- No one knows exactly how many people considered themselves hippies.
Hiç kimse kaç kişi öldüğünden emin değildi.
- No one is sure how many people died.
Ailemde dört kişi var.
- There are four people in my family.
Sadece birkaç kişi beni anladı.
- Only a few people understood me.
This elevator is capable of carrying 10 persons at a time.
- Dieser Fahrstuhl kann zehn Personen auf einmal befördern.
There were fifteen persons injured in the accident.
- Es wurden fünfzehn Personen bei dem Unfall verletzt.