Ben aslen Avustralyalıyım.
- I originally come from Australia.
Bu gitar aslen Tom'a aitti.
- This guitar originally belonged to Tom.
Cadılar Bayramı aslında bir Kelt festivaliydi.
- Halloween was originally a Celtic festival.
Ben aslında Çinliyim.
- I'm originally from China.
Ben başka bir iş yapmak için başlangıçta işe alındım.
- I was hired originally to do another job.
Başlangıçta, Abraham Lincoln Afrika'ya ve Karayiplere sınır dışı edilecek tüm köleleri istedi.
- Originally, Abraham Lincoln wanted all slaves to be deported to Africa or the Caribbean.
Bu hikaye orijinal olarak Fransızca yazıldı.
- This story was originally written in French.
Sadece orijinal olarak planladığımız şeyi yapacağız.
- We'll just do what we originally planned.
Gelenek Çin kökenlidir.
- The custom originated in China.
Ateşin kökeni bilinmemektedir.
- The origin of the fire is unknown.
Balıkçı ürünlerinin menşeini ve tazeliğini garanti eder.
- The fishmonger guarantees the origin and freshness of his products.
Özgünlük sadece klişelerin yeni bir kombinasyonudur.
- Originality is merely a new combination of clichés.
Değişiklik olsun diye özgün ol.
- Be original for a change.
Tondaki ince farklar orijinali fotokopiden ayırt eder.
- Subtle differences in tone discriminate the original from the copy.
Biri diğerinden çok daha canlı olduğundan, orijinal ve kopya kolayca ayırt edilirler.
- The original and the copy are easily distinguished since the one is much more vivid than the other.
Bu arazi on yıllar önce asıl sahibinden kamulaştırılmıştır.
- This land was expropriated from its original owner decades ago.
Ali, Mevlana'nın Mesnevisini asıl metninden okuyabilmek için Farsça öğrendi.
- Ali learnt the Persian language to be able to read the The Mathnawi of Jalaluddin Rumi in original text.
Normanlar asıl dillerini bıraktılar.
- The Normans abandoned their original language.
Ali, Mevlana'nın Mesnevisini asıl metninden okuyabilmek için Farsça öğrendi.
- Ali learnt the Persian language to be able to read the The Mathnawi of Jalaluddin Rumi in original text.
Ben başka bir iş yapmak için başlangıçta işe alındım.
- I was hired originally to do another job.
Başlangıçta, Abraham Lincoln Afrika'ya ve Karayiplere sınır dışı edilecek tüm köleleri istedi.
- Originally, Abraham Lincoln wanted all slaves to be deported to Africa or the Caribbean.
Demokrasi Antik Yunanistan kökenlidir.
- Democracy originated in Ancient Greece.
Gelenek Çin kökenlidir.
- The custom originated in China.
Balıkçı ürünlerinin menşeini ve tazeliğini garanti eder.
- The fishmonger guarantees the origin and freshness of his products.
Ben başka bir iş yapmak için başlangıçta işe alındım.
- I was hired originally to do another job.
Başlangıçta, Abraham Lincoln Afrika'ya ve Karayiplere sınır dışı edilecek tüm köleleri istedi.
- Originally, Abraham Lincoln wanted all slaves to be deported to Africa or the Caribbean.
Değişiklik olsun diye özgün ol.
- Be original for a change.
Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.
- This poem was originally written in French.
Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.
- The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.
Çok müstesna bir şahsiyetsin.
- You are an original masterpiece.
O, cazın Amerika'daki doğuşunu araştırıyor.
- He is studying the origin of jazz in America.
Bu alıntıların nereden kaynaklandığını bilmeliyim.
- I must know where these quotations originate.
Bu söylentiler nereden kaynaklandı?
- Where did such rumors originate?
Kökeni ne olursa olsun, Sevgililer Günü'nün uzun ve romantik bir öyküsü vardır.
- Whatever the origin is, Valentine's Day has had a long and romantic history.
Gelenek Çin kökenlidir.
- The custom originated in China.
Bu alıntıların nereden kaynaklandığını bilmeliyim.
- I must know where these quotations originate.
Yangın dikkatsizlikten kaynaklanıyordu.
- The fire originated from carelessness.
Aslını remiksten daha çok seviyorum.
- I like the original better than the remix.
Cadılar Bayramı aslında bir Kelt festivaliydi.
- Halloween was originally a Celtic festival.
Şimdi yaptığım iş yaratıcılık gerektirir.
- The work I'm doing now requires originality.
Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.
- This poem was originally written in French.
Tondaki ince farklar orijinali fotokopiden ayırt eder.
- Subtle differences in tone discriminate the original from the copy.
Leyla ilk başta cinayete teşebbüsle suçlanıyordu. Cinayet değil.
- Layla was originally charged with conspiracy to commit murder. Not murder.
Buranın ilk insanları kimlerdi?
- Who were the original people here?
The paper contains a number of original ideas about color perception.
Parker was one of the original bebop players.
This recording is by the original broadway cast.
This manuscript is the original.
You’re an original.
... want to listen, because this ' this will affect you. The idea, which was originally ...
... which was originally started in the Berkman Center and then ...