one another, each to the other

listen to the pronunciation of one another, each to the other
Английский Язык - Турецкий язык

Определение one another, each to the other в Английский Язык Турецкий язык словарь

each other
birbirine

Tom ve Mary birbirine sürekli yalan söyler. - Tom and Mary lie to each other all the time.

İki köy birbirine bitişiktir. - The two villages adjoin each other.

each other
yekdiğerini
each other
birbiri

Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi. - My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!

Japonya ve Çin, pek çok yönden birbirinden farklıdır. - Japan and China differ from each other in many ways.

each other
birbirini

Onlar birbirini çok iyi tanımıyorlar. - They don't know each other very well.

Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir. - These two lines cut across each other at right angles.

each other
birbirlerini

İki erkek çocuk birbirlerini suçlamaya başladı. - The two boys began to blame each other.

İki insan birbirlerini mükemmel şekilde anlıyorlardı, ve birbirlerinin güçlü niteliklerine karşılıklı saygıları vardı. - The two men understood one another perfectly, and had a mutual respect for each other's strong qualities.

each other
birbirimizi

Biz birbirimizi tanımıyoruz. - We don't know each other.

Birbirimizi anlamaya çalışarak yakınlaşırız fakat sadece birbirimizi incitiriz ve ağlarız. - We get closer, trying to understand each other, but just hurt each other and cry.

Английский Язык - Английский Язык
each other
one another, each to the other
Избранное