Турецкий язык - Английский Язык
Определение omlet в Турецкий язык Английский Язык словарь
- omelet
I ate a Japanese rice omelette.
-Ben bir Japon Pirinç Omleti yedim.
You cannot make an omelet without breaking eggs.
-Yumurtaları kırmadan bir omlet yapamazsın.
- omelette
I am shaking salt on my omelette.
-Ben omletime tuz serpiyorum.
Can you cook an omelette?
-Bir omlet pişirebilir misin?
- omelette, omelet
- scrambled eggs
Tom made some scrambled eggs.
-Tom biraz omlet yaptı.
Tom often eats scrambled eggs for breakfast.
-Tom sık sık kahvaltı için omlet yer.
- omeltte
- omlet sade
- (Gıda) omelette plain
- peynirli omlet
- (Gıda) cheese omelette
- sade omlet
- (Gıda) plain omelette
- jambonlu omlet
- ham and eggs
Связанные Термины
Турецкий язык - Турецкий язык
Определение omlet в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- Yumurtayla yapılan bir yemek
- Çırpılmış yumurta, peynir, kıyma, mantar vb. katılarak tavada pişirilen bir yemek, kaygana
- Çırpılmış yumurtaya peynir, kıyma, mantar vb. katılarak tavada pişirilen bir yemek, kaygana: "Mantarlı omleti yedikten sonra uykudan bayılıyorduk."- R. H. Karay
- kaygana
- mücüver
omlet
Расстановка переносов
om·letПроизношение
Resimler
История
Избранное