Английский Язык - Турецкий язык
Определение of or made up of bone в Английский Язык Турецкий язык словарь
- bone
- {s} kemik
Bir deri bir kemik açlıktan ölmüş bir kediydi.
-It was a cat starved to skin and bones.
Köpeğe bir kemik verdim, havlaması durdu.
-I gave the dog a bone, stopping its barking.
- bone
- kılçık
Çok kılçıklı balıkları sevmiyorum.
-I don't like fish with lots of bones.
Bu çok kılçıklı bir balık.
-This fish has a lot of bones.
- bone
- {f} kılçığını ayırmak
- bone
- (Tıp) Kemik, os
- bone
- hafızlamak
- bone
- ayıklamak
- bone
- kemiklerini ayırmak
- bone
- {s} kemikten yapılmış
- bone
- kemiklerini ayıklamak
- bone
- sünük
- bone
- {i} tartışma konusu
- bone
- {i} balina (çubuk)
- bone
- dilibone ash kemik kulu
- bone
- bone bonelesske
- bone
- vücut
- bone
- {f} k.dili. çok çalışmak, hafızlamak, kuşlamak
- bone
- (isim) kemik, kılçık; anlaşmazlık konusu, tartışma konusu
Связанные Термины
Английский Язык - Английский Язык
Определение of or made up of bone в Английский Язык Английский Язык словарь
- {s} bone
of or made up of bone
Турецкое произношение
ıv ır meyd ʌp ıv bōnПроизношение
/əv ər ˈmād ˈəp əv ˈbōn/ /əv ɜr ˈmeɪd ˈʌp əv ˈboʊn/
Resimler
История
Избранное