This isn't about money or power. This is about my legacy.
- Bu, para ya da güç hakkında değil. Bu mirasım hakkında.
I am concerned about my legacy.
- Mirasım hakkında endişe duyuyorum.
This building should be kept as a national heritage.
- Bu bina ulusal miras olarak tutulmalıdır.
We have a rich historical heritage.
- Zengin bir tarihsel mirasımız var.
The oldest son succeeded in doubling his inheritance.
- Büyük oğlu mirasını ikiye katlamayı başardı
My father left me a large inheritance.
- Babam bana büyük bir miras bıraktı.
Tom inherited a lot of money.
- Tom bir sürü parayı miras aldı.
She inherited her mother's blue eyes.
- O, annesinin mavi gözlerini miras olarak aldı.
Tom wishes for his son to inherit his estate.
- Tom oğlunun onun gayrimenkulunu miras olarak almasını diliyor.
Edward inherited his uncle's estate.
- Edward amcasının menkulünü miras olarak aldı.