merkezci

listen to the pronunciation of merkezci
Турецкий язык - Английский Язык
centralist
centrist

Many commentators regard Obama as a centrist. - Birçok yorumcu, Obama'yı merkezci olarak kabul eder.

merkez
centre

The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over. - Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.

There's a lovely park in the centre of the town. - Kent merkezinde güzel bir park var.

merkez
headquarters

Our company's headquarters are in Tokyo. - Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.

Tom was arrested and immediately taken to headquarters. - Tom tutuklandı ve hemen merkeze götürüldü.

merkez
center

The station is in the center of the city. - İstasyon, şehir merkezindedir.

Tokyo, as you know, is one of the financial centers of the world. - Tokyo, bildiğiniz gibi,dünyanın finans merkezlerinden biridir.

merkez
heart
merkez
{i} hub

Zurich is considered to be a major financial hub. - Zürih önemli bir finans merkezi olarak kabul edilir.

Do you come from your hub? - Kendi merkezinizden mi geliyorsun?

merkez
focal
merkez
navel
merkez
bosom
merkez
registered office
merkez
home base
merkez
hub of
merkez
nerve center
merkez
center point

Every beloved object is the center point of a paradise. - Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.

merkez
administrative centre
merkez
core
merkez
central

Is the central heating warm enough in the winter? - Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu?

Would you please meet me at Yaesu central gate of Tokyo Station on Monday, May 10th at 3:00 p.m.? - On Mayıs öğleden sonra üçte, pazartesi gün beni Tokyo İstasyonunun Yaesu merkez kapısında karşılar mısın?

merkez
omphalos
merkez
central office
merkez
base

The Chicago Cubs are a professional baseball team based in Chicago, Illinois. - Chicago Cubs, Chicago, Illinois merkezli bir profesyonel beyzbol takımıdır.

Corsairfly is an airline based in Paris. - Corsairfly, Paris merkezli bir havayoludur.

merkez
seat
merkez
centrum
merkez
station

This road will lead you to the station and the city center. - Bu yol seni istasyona ve şehir merkezine götürecek.

The station is in the center of the city. - İstasyon, şehir merkezindedir.

merkez
kentron
merkez
focus
merkez
arterial
merkez
chief office
merkez
artery
merkez
head office

Our new head office is in Tokyo. - Yeni merkezimiz Tokyoda'dır.

Our head office is in Boston. - Bizim genel merkezimiz Boston'dadır.

merkez
centric
merkez
centrically
merkez
centrical
merkez
centerline
merkez
on center
merkez
center on
avrupa-merkezci
(Politika, Siyaset) euro-centralist
ben merkezci
egocentric

Thomas thinks he's the center of the world. He's very egocentric. - Thomas kendisini dünyanın merkezi zannediyor. O, çok ben merkezci.

merkez
headquarters, main office (of a firm)
merkez
centre [Brit.]
merkez
(Hukuk) centre, registered office, seat, headquarters
merkez
governmental administrative center (for a region)
merkez
centre, center; headquarters, central office, head office; administrative centre; police station karakol
merkez
origin
merkez
center (centre)
merkez
hotbed
merkez
root
merkez
omphaloe
merkez
center,centre
merkez
exchange

New York is the center of the stock exchange in America. - New York Amerika'da borsanın merkezidir.

Турецкий язык - Турецкий язык
Merkeziyetçi
MERKEZ
(Osmanlı Dönemi) Geo: Dairenin orta noktası. Çaplarının kesim noktası
MERKEZ
(Osmanlı Dönemi) Şubeleri bulunan bir teşkilâtın idâre olunduğu ve emir veren yeri, makamı. Bir şeyin en işlek yeri. Teşkilât olan yerin en yüksek makamı
MERKEZ
(Osmanlı Dönemi) (Rekz. den) Bir şeyin ortası. Vasat. Yol. Durum, vaziyet. Hal, suret
Merkez
üs
Merkez
özek
Merkez
(Osmanlı Dönemi) KÜRSİ
merkez
Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası
merkez
Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek
merkez
Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer
merkez
Biçim, durum, yol
merkez
(Osmanlı Dönemi) bir şeyin ortası, bir şeyin en işlek yeri
merkez
Polis karakolu
merkez
Polis karakolu: "Sizi merkezimize gönderip tevkif ettireceğim."- A.Gündüz
merkez
Bir ülkenin, bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri
merkez
Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer: "İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi."- Y. K. Karaosmanoğlu
merkez
Belirli bir yerin ortası
merkez
Bir işin öğretildiği yer
yer merkezci
Yer özekçi
merkezci
Избранное