O bir yabancı ile evli.
- She is married to a foreigner.
O, Amerikalı bir hanım ile evli.
- He is married to an American lady.
Lisa Lillien, Dan Schneider ile evlenmiştir.
- Lisa Lillien is married to Dan Schneider.
Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
- Some young Japanese people prefer being single to being married.
Evliyim ve iki çocuğum var.
- I am married and have two children.
Evlilik hayatına alışmak uzun zaman alır.
- It takes a lot of time getting used to married life.
Tom ve Mary'nin on üç yıllık mutlu bir evlilikleri var.
- Tom and Mary have been happily married for thirteen years.
Misako, geçen Haziran bir Kanadalıyla evlendi.
- Misako married a Canadian last June.
O, Kanadalı bir kızla evlendi.
- He married a Canadian girl.
Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
- Be born, get married, and die; always bring money.
Bence Tom ve Mary evlenmek için çok genç.
- I think Tom and Mary are too young to get married.
... Who someone is married to or the height restrictions on a ...
... babies, they ought to think about getting married to someone, that's a great idea. ...