Kuşkusuz bu sadece yakışıklı erkekler için.
- Allerdings ist das nur etwas für gutaussehende Männer.
Kadınlar erkekler kadar iyi araba süremezler.
- Frauen fahren nicht so gut wie Männer.
Bir şemsiyeyi paylaşan iki erkek okul öğrencisi? Bu oldukça nonoş bir durum.
- Two male school pupils sharing an umbrella? That's quite a queer situation.
Bazı insanlar, Japonya'nın erkek egemen bir toplum olduğunu söylüyorlar.
- Some people say Japan is a male-dominated society.
Bir erkek ikizin bir bayan balıkla geçineceğini düşünüyor musun?
- Do you think a male Gemini would get on well with a female Pisces?
Onun bir erkek mi yoksa bir bayan mı olduğundan emin değilim.
- I'm not sure if it's a male or a female.
İdeal bir koca olduğunu ispat etti.
- He proved to be an ideal husband.
O, kocasından nefret etti.
- She hated her husband.
Tom Mary'nin önceki eşidir.
- Tom is Mary's former husband.
Tom'un eşi Mary'nin eşini tanımıyor.
- Tom's wife doesn't know Mary's husband.