Kadınlar erkekler kadar iyi araba süremezler.
- Frauen fahren nicht so gut wie Männer.
Kadınlar erkeklerden daha az kazanır.
- Frauen verdienen weniger als Männer.
Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecekler içerler.
- Sixty percent of Japanese adult males drink alcoholic beverages on a regular basis.
Bir şemsiyeyi paylaşan iki erkek okul öğrencisi? Bu oldukça nonoş bir durum.
- Two male school pupils sharing an umbrella? That's quite a queer situation.
Bu web sitesinde bayan üyelerden daha fazla erkek üye var.
- There are more male members than female ones on this website.
Onun bir erkek mi yoksa bir bayan mı olduğundan emin değilim.
- I'm not sure if it's a male or a female.
İdeal bir koca olduğunu ispat etti.
- He proved to be an ideal husband.
O, kocasından nefret etti.
- She hated her husband.
Tom Mary'nin eşini tanıyor.
- Tom knows Mary's husband.
Tom Mary ve eşinin arasına oturdu.
- Tom sat down between Mary and her husband.