İzleyici kahkaha ile güldü.
- The audience roared with laughter.
Sırtlanın havlaması kahkaha gibi ses çıkarıyor.
- The hyena's bark sounds like laughter.
Konuşmacı öyle söylediğinde seyirci kahkahalara boğuldu.
- On the speaker's saying so, the audience burst out into laughter.
Kalabalık kahkahalara boğuldu.
- The crowd erupted into laughter.
O, gülmekten kırıldı.
- He burst into laughter.
Onu görür görmez gülmekten kırıldım.
- As soon as I saw him, I burst into laughter.
DOCTOR: Oh! Yes, of course – it’s just for yuks, see!.
Their loud laughter betrayed their presence.
Archly the maiden smiled, and with eyes overrunning with laughter - Henry Wadsworth Longfellow.
... [ Laughter ] [ Applause ] ...
... [ Laughter ] ...