Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
 - After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
Bu giysiler nihayet kuru.
 - These clothes are finally dry.
Biz en sonunda sana bizim seni istediğimiz yerde sahibiz.
 - We finally have you where we want you.
Tom en sonunda Meryem'e sırrı vermeyi kabul etti.
 - Tom finally agreed to let Mary in on the secret.
Tom ve Mary nihayet tamamen yalnızdı.
 - Tom and Mary were finally completely alone.
Tom sonunda Mary'den bir ders kitabı aldı.
 - Tom finally got a text from Mary.
Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur.
 - It crawls on all fours as a baby, then learns to walk on two legs, and finally needs a cane in old age.
O, sonunda IBM'in başkanı oldu.
 - He finally became the president of IBM.
Açlıktan ve yorgunluktan dolayı, köpek sonunda öldü.
 - Because of hunger and fatigue, the dog finally died.
İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.
 - In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection.
Son olarak, on iki puan Estonya'ya!
 - And finally, twelve points to Estonia!