Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar.
 - They had been working together for common interests.
Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.
 - After the hatchet job my boss did on my proposal, I'm not sure how long I want to keep on working here.
Makineleri çalıştırmaya devam etmeliyiz.
 - We have to keep the machines working.
Paranın bir hükmü kalmadığında sistemin tüm işleyişi durur.
 - When money ceases to have value, the entire system stops working.
Sen her ne zaman hazır olursan, ben işe başlamaya hazırım.
 - I'm ready to start working whenever you are.
Dokuz-beş işinde çalışmaktan bıktım.
 - I'm tired of working a nine-to-five job.
Tom şu anda onun için çalışan on kişiye sahip.
 - Tom currently has ten people working for him.
Çalışan erkekler sert elma şırası içtiler.
 - Working men drank hard apple cider.
İşletme mastırımı bitirme üzerinde çalışıyorum.
 - I'm working on finishing my MBA.
Şunu halletmek üzerine çalışıyoruz.
 - We're working on getting that done.
Yeterli zamanım olduğundan emin olmak için deli gibi çalışıyorum.
 - I'm working like crazy to make sure I have enough time.