koru%28mak%29

listen to the pronunciation of koru%28mak%29
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение koru%28mak%29 в Турецкий язык Турецкий язык словарь

koru
Küçük orman
koru
Bakımlı küçük orman
koru
Küçük ve bakımlı orman
Турецкий язык - Английский Язык

Определение koru%28mak%29 в Турецкий язык Английский Язык словарь

koru
grove

I went into the grove with him. - Onunla birlikte koruya girdim.

Sami hid his car in a grove of trees. - Sami arabasını bir ağaç korusuna sakladı.

koru
wood

The wood was kindled, the flames arose, and a mouldering heap of ashes was soon all that remained of Mrs Askew and her fellow martyrs. - Koru yakıldı, alevler yükseldi, ve kısa sürede bayan Askew ve arkadaş şehitleriyle ilgili geriye kalan bütün şey dökülen bir küller yığınıydı.

koru
maintain

We need to maintain focus. - Bizim odakları korumamız gerekiyor.

Dan maintained his innocence all along the lawsuit. - Dan tüm dava boyunca masumiyetini korudu.

koru
woods
koru
(Bilgisayar) keep

I recommend we keep our distance. - Mesafemizi korumamızı tavsiye ederim.

Tom struggled to keep his composure. - Tom soğukkanlılığını korumak için mücadele etti.

koru
protect

One has to protect his family. - İnsan ailesini korumak zorundadır.

Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection. - Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.

koru
grove, copse, coppice
koru
coppice
koru
copse
koru
small forest
koru
holt
koru
spinney
koru
grove, small wood
koru ormanı
high forest
ayaklarını koru
protect your feet
Aristo'nun ders verdiği koru
Lyceum
Немецкий Язык - Английский Язык

Определение koru%28mak%29 в Немецкий Язык Английский Язык словарь

Koru (ein sich entrollender Silberfarnwedel oder dessen Form)
koru (unfurling silver fern frond or just its shape)