An uncontrolled life leads to misery.
- Kontrolsüz bir yaşam sefalete yol açar.
He did a check on the quality.
- O, bir kalite kontrol yaptı.
What time do you start check-in?
- Bagaj kontrolüne ne zaman başlarsınız?
Nobody can control us.
- Hiç kimse bizi kontrol edemez.
Inflation is getting out of control.
- Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor.
Tom got a grip on his emotions.
- Tom duygularını kontrol altına aldı.
How are you at controlling your temper?
- Öfkeni nasıl kontrol ediyorsun?
I'm controlling myself not to lose my head.
- Başımı kaybetmemek için kendimi kontrol ediyorum.
Things got a little out of hand.
- İşler biraz kontrolden çıktı.
The riot got out of hand.
- İsyan kontrolden çıktı.
Korea received an inspection from the International Atomic Energy Agency.
- Kore, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından kontrol edilmiştir.
Why are you checking Mary's mailbox?
- Neden Mary'nin posta kutusunu kontrol ediyorsun?
Tom is checking ID's.
- Tom kimlikleri kontrol ediyor.
The pilot was having trouble controlling the aircraft.
- Pilot, uçağı kontrol ederken zorluk yaşadı.
The pilot controls the engine power using the throttle.
- Pilot, valf kullanarak motor gücünü kontrol eder.
The puppets are controlled by wires.
- Kuklalar teller tarafından kontrol edilir.