keşif

listen to the pronunciation of keşif
Турецкий язык - Английский Язык
exploration

From the standpoint of ecology, Antarctica should be reserved solely for research, not for tourism or for commercial exploration. - Ekoloji açısından, Antarktika turizm için ya da ticari keşif için değil, sadece araştırma için korunmalıdır.

In this place where empire and exploration meet, for every mystery we reveal, far more must remain unspoken. - İmparatorluğun ve keşif gezisinin buluştuğu bu yerde, ortaya koyduğumuz her gizem için çok daha fazlasının söylenmeden kalması gerekir.

(Askeri) reconnaissance

We were here on a reconnaissance mission. - Biz bir keşif görevi için buradaydık.

The aircraft was conducting aerial reconnaissance. - Uçak havadan keşif yapıyor.

(Hukuk) discovery

He made an important discovery. - O önemli bir keşif yaptı.

They made a strange discovery. - Onlar tuhaf bir keşif yaptı.

(Denizcilik) expedition

A British expedition conquered Everest in 1953. - Bir İngiliz keşif heyeti 1953'te Everest'i fethetti.

Some problems are expected on their expedition. - Onların keşif gezisinde bazı sorunlar bekleniyor.

detection
estimation
finding
finding out (secret details)
find

That old book is a real find. - O eski kitap gerçek bir keşiftir.

discovery, explorotion; investigation, detection, find; reconnaissance, recce
discovery, exploration
(Askeriye) reconnoitering, reconnaissance
invention
revelation

Poetry is an exploration, a revelation, and an invitation for dialogue. - Şiir, bir keşif, bir vahiy ve diyalog için bir davettir.

thick
(Kanun) viewing
apocalypse
surveillance
strike
scout

The captain decided to send out a scout. - Kaptan bir keşif gemisi göndermeye karar verdi.

self discovery
divination
reconnaisance
espial
keşif kolu
vanguard
keşif RED
(Askeri) reconnaissance
keşif arabası
reconnaissance car
keşif balonu
blimp
keşif bedeli
tender
keşif bilgi sistemi
(Askeri) reconnaissance information system
keşif birliği
mil . reconnaissance unit
keşif eri
scout
keşif gemisi
scout

The captain decided to send out a scout. - Kaptan bir keşif gemisi göndermeye karar verdi.

keşif gemisi
scout vessel
keşif gezisi
expedition of discovery
keşif kolu
scouting party
keşif kolu
reconnaissance patrol
keşif kolu
mil . reconnaissance patrol
keşif kolu
patrol
keşif kolu
van
keşif kolu
reconnaissance party
keşif kuyusu
wildcat
keşif türünden
exploratory
keşif türünden
explorative
keşif uçağı
reconnaissance plane
keşif uçağı
scout plane
keşif uçağı
mil . reconnaissance plane
keşif ve gözetleme
(Askeri) reconnaissance and surveillance
keşif ve gözetleme merkezi
(Askeri) surveillance and reconnaissance center
keşif ve takdir etme
(Hukuk) assessment
keşif yapmak
reconnoitre
keşif yapmak
to reconnoitre; to scout
keşif, gözetleme ve hedef tespiti
(Askeri) reconnaissance, surveillance, and target acquisition
keşif, istihbarat, gözetleme ve hedef tespiti
(Askeri) reconnaissance, intelligence, surveillance, and target acquisition
keşif gezisi
expedition

He took part in the expedition. - O, keşif gezisine katıldı.

Some problems are expected on their expedition. - Onların keşif gezisinde bazı sorunlar bekleniyor.

keşif bedeli
estimated value
keşif gezisi
scouting trip
keşif gezisi
a trip of exploration
Hava Kuvvetleri İstihbarat Keşif ve Gözetleme Direktörü
(Askeri) Air Force Director of Intelligence, Surveillance, and Reconnaissance
Hava Savunma Keşif Ofisi
(Askeri) Defense Airborne Reconnaissance Office
Milli Keşif Teşkilatı
(Askeri) National Reconnaissance Office
araştırma, irtibat ve keşif partisi
(Askeri) survey, liaison, and reconnaissance party
barış zamanında keşif programlarının uygulanması
(Askeri) peacetime application of reconnaissance programs
cebri keşif
(Askeri) reconnaissance in force
elektronik keşif
electronic reconnaissance
faydalanma keşif raporu
(Askeri) reconnaissance exploitation report
geçici keşif
provisional estimate
gözetleme, keşif ve istihbarat
(Askeri) surveillance, reconnaissance, and intelligence (Marine Corps)
gözetleme, keşif ve istihbarat grubu
(Askeri) surveillance, reconnaissance, and intelligence group (USMC)
hasar tespiti için kıta Amerikası içinde keşif uçuşu; hasar tespiti için kıta Am
(Askeri) continental United States airborne reconnaissance for damage assessment; continental United States area reconnaissance for damage assessment
hava keşif talebi
(Askeri) air request reconnaissance
ikinci keşif
final estimate
ilk keşif
(Askeri) initial reconnaissance
istihbarat, gözetleme ve keşif
(Askeri) intelligence, surveillance, and reconnaissance
komuta, kontrol, muhabere, bilgisayar, istihbarat, gözetleme ve keşif
(Askeri) command, control, communications, computers, intelligence, surveillance, and reconnaissance
motorlu keşif kolu
(Askeri) motor patrol
müşterek hava keşif kontrol merkezi
(Askeri) joint air reconnaissance control center
müşterek kabul merkezi; müşterek keşif merkezi
(Askeri) joint reception center; joint reconnaissance center
nükleer silahlar (NUWEP) keşif listesi
(Askeri) nuclear weapons (NUWEP) reconnaissance list
pusula keşif yolu
compass patrols
sahil keşif geçici raporu
(Askeri) beach survey interim report
tahmini keşif
approximate quantities
tahmini keşif
approximate estimate
taktik elektronik keşif işlem ve kıymetlendirme sistemi
(Askeri) tactical electronic reconnaissance processing and evaluation system
taktik keşif fibi
(Askeri) tactical reconnaissance squadron
taktik optik keşif sistemi
(Askeri) tactical optical surveillance system
uzak keşif
(Askeri) distant reconnaissance
uzun menzilli keşif kolu
(Askeri) long range reconnaissance patrol
yakın keşif
(Askeri) close reconnaissance
zırhlı keşif aracı
(Askeri) armoured recce vehicle
zırhlı keşif aracı
(Askeri) scout car
zırhlı keşif görevi; otomatik programlama çağrısı
(Askeri) armored scout mission; automated scheduling message
özel keşif
(Askeri) special reconnaissance
Турецкий язык - Турецкий язык
Gizli olan bir şey hakkında geniş bilgi edinme
Var olduğu daha önce bilinmeyen bir şeyin ortaya çıkarılması
Bir olay veya durumun oluş sebeplerini anlayabilmek için yerinde inceleme yapma: "Bu davaların dağ tepe keşiflerine koşar, kararlarını kaleme alır."- N. Cumalı
Bir olay veya durumun oluş sebeplerini anlayabilmek için yerinde inceleme yapma
Ortaya çıkarma, meydana çıkarma, açma
Ortaya çıkarma, meydana çıkarma, açma: "Meselenin künhü bir türlü keşif ve halledilemiyor."- R. H. Karay
Bir şeyin olacağını önceden anlama, sezme, tahmin
keşif kolu
Düşmanın durumunu anlamak, arazi ve yollar hakkında bilgi toplamak için gönderilen kol
keşif
Избранное