The consolidation of the industry continues with today's acquisition.
- Sanayinin konsolide edilmesi, bugünkü kazançla devam ediyor.
Tom and Mary save over half of their income each year.
- Tom ve Meryem her yıl kazançlarının yarısından fazlasını biriktirir.
Corporate earnings in the first quarter improved sharply.
- Şirket kazançları ilk çeyrekte keskin şekilde gelişti.
It was difficult to live on his meager earnings.
- Onun yetersiz kazançlarıyla yaşamak zordu.
No gains without pains.
- Emeksiz kazanç olmaz.
We're gonna make sure that no one is taking advantage of the American people for their own short-term gain.
- Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.
Ill-gotten gains never benefit anyone.
- Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.
The investment now yields him 6%.
- Yatırım şimdi ona % 6 kazanç sağlıyor.
Proceeds go to charity.
- Kazançlar hayır işlerine gidiyor.
It's all grist for its magic mill.
- Onun sihirli tesisi için tüm kazanç bu.
We could buy a nice house with our winnings.
- Kazançlarımızla güzel bir ev alabiliriz.
Many people stated he was a capable businessman who knew how to make a profit.
- Birçok insan onun nasıl kazanç elde edeceğini bilen yetenekli bir iş adamı olduğunu ifade etti.
We're gonna make sure that no one is taking advantage of the American people for their own short-term gain.
- Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.
Please inform profit after taxes, amortisation, etc
- Vergiler, amortisman, vb'den sonra lütfen kazanç bildirin.
Acquired by sin - there's no profit within.
- Günahla kazanılırsa, onda herhangi bir kazanç olmaz.
I made a good profit by selling my car.
- Arabamı satarak iyi bir kazanç elde ettim.
We could buy a nice house with our winnings.
- Kazançlarımızla güzel bir ev alabiliriz.
Acquired by sin - there's no profit within.
- Helal yoldan kazanılmayan kazanç, kazanç değildir.
I'm not interested in material gains.
- Ben maddi kazançlarla ilgilenmiyorum.
No gains without pains.
- Emeksiz kazanç olmaz.
We could buy a nice house with our winnings.
- Kazançlarımızla güzel bir ev alabiliriz.
The firm has made large profits from exports.
- Firma ihracattan büyük kazançlar elde etti.
The profits were very high.
- Kazançlar çok yüksekti.