kaydırmak

listen to the pronunciation of kaydırmak
Турецкий язык - Английский Язык
scroll
slide

Sledding is very easy. All you have to do is sit down tight and let it slide. - Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır.

dislocate
to slide, skid
slip
slip in
to slide, to skid
(Havacılık) offsetting
shift
skid
skitter
roll
slither
kay
{f} skiing

How often do you go skiing every year? - Her yıl ne sıklıkla kayağa gidersin?

He broke his leg skiing. - Kayak yaparken bacağını kırdı.

ayağını kaydırmak
supplant
kay
{f} skid

The speeding vehicle skidded and crashed head-on into the rear-end of a truck before the driver could say Jack Robinson. - Hız aracı Jack Robinson diyemeden önce kaydı ve bir kamyonun arkasına direkt çarptı.

The police car skidded to a stop. - Polis arabası kayarak durdu.

kay
rise

This river rises in the mountains in Nagano. - Bu nehir Nagano dağlarından kaynaklanır.

Does depreciation of the yen give rise to inflation? - Yenin değer kaybetmesi enflasyona neden olur mu?

kay
{f} ski

How often do you go skiing every year? - Her yıl ne sıklıkla kayağa gidersin?

He broke his leg skiing. - Kayak yaparken bacağını kırdı.

kay
slid

If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide. - Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın.

Alice slid down the long slide. - Alice uzun yoldan kaydı.

kaydırma
(Bilgisayar) scroll

In my opinion, a well-designed website shouldn't require horizontal scrolling. - Bence, iyi tasarlanmış bir web sitesi yatay kaydırma gerektirmemeli.

kaydırma
(Bilgisayar) float
kaydırma
(Bilgisayar) wrap
kaydırma
(Ticaret) rolling
kaydırma
travelling
kaydırma
(Askeri,Teknik) shift
kaydırma
tracking
kaydırma
(Bilgisayar) wrapping
kaydırma
offset
kay
{f} glide

Tom watched the skaters glide across the ice. - Tom patencilerin buzun üzerinde kaydığını izledi.

The skaters glided rapidly around the rink. - Patenciler pistin çevresinde hızla kaydı.

kay
{f} slip

The politician is as slippery as an eel! - Politikacı bir yılan balığı gibi kaygan!

This kind of shoe is apt to slip on wet ground. - Bu tür ayakkabı ıslak zeminde kayma eğilimindedir.

kay
{f} slipping

Wear boots to avoid slipping. - Kaymayı önlemek için çizmeler kullanın.

The wolf peered around the corner before slipping silently into the woods. - Kurt sessizce ormana kaymadan önce dikkatle köşeye baktı.

kay
{f} skating

Which is easier, skiing or skating? - Hangisi daha kolaydır, kayak mı yoksa buz pateni mi?

Which do you like better, skating or skiing? - Hangisini daha çok seversin, paten yapmayı mı yoksa kayak yapmayı mı?

kay
{f} sliding

When I was a child, I used to like sliding down the staircase banister. - Çocukken merdivenden kaymak hoşuma giderdi.

The children were sliding on the ice. - Çocuklar buz üzerinde kayıyorlardı.

kay
{f} skate

How well he can skate. - Ne kadar güzel kayıyor.

Tom decided to give up skateboarding after his accident. - Tom kazadan sonra kaykay yapmaktan vazgeçmeye karar verdi.

kay
slither

Tom saw a snake slither across the path. - Tom bir yılanın patikadan kayışını gördü.

The slippery snake slithered right out of his hand. - Kaygan yılan onun tam elinin dışına kaydı.

kay
flow away
kay
{f} shift

Politics in this country is shifting towards the center. - Bu ülkedeki siyaset merkeze doğru kaymaktadır.

Politics in this country is shifting towards the left. - Bu ülkedeki siyaset sola doğru kaymaktadır.

kay
{f} gliding
kaydırma
{i} shifting
kaydırma
catachresis
kaydırma
{i} scrolling

In my opinion, a well-designed website shouldn't require horizontal scrolling. - Bence, iyi tasarlanmış bir web sitesi yatay kaydırma gerektirmemeli.

kay
{f} slide

Sledding is very easy. All you have to do is sit down tight and let it slide. - Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır.

In our park, we have a nice slide for children to play on. - Bizim parkta çocukların oynaması için güzel bir kaydırağımız var.

şık kaydırmak
Get off a row
ayağını kaydırmak
supersede
ayağını kaydırmak
make smb. loose his job
ayağını kaydırmak
to supplant, to oust
ayağını kaydırmak
do
kay
cay
kay
glissade
kay
prolapse
kaydırma
dislocation
kaydırma
sliding something
kaydırma
sliding; travelling, tracking, dollying
kaydırma
cin. moving the camera during a take, dollying
kaydırma
(Nükleer Bilimler) sliding
kaydırma
slide

Sledding is very easy. All you have to do is sit down tight and let it slide. - Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır.

su üzerinde kaydırmak
skim
Английский Язык - Английский Язык

Определение kaydırmak в Английский Язык Английский Язык словарь

Kay
A short form of Katherine and other female names beginning with a "K"; popular as a middle name
Kay
A male given name derived from the surnames, or from a rare medieval given name ( as the Sir Kay of Arthurian legend ), Welsh Cai, Latinized as Caius, related to the modern male name Kai
kay
Abbreviation of okay
kay
The name of the Latin script letter K/k
Kay
In Arthurian legend, the foster brother and steward of King Arthur. The letter k. Boyle Kay Kay Alan Kay John Kay Ulysses Simpson
Kay
short form of Katherine and other names beginning with a "K";popular as a middle name
Kay
derived from the surnames, or from a rare medieval given name ( as the Sir Kay of Arthurian legend ), Welsh Cai, Latinized as Caius, related to the modern male name Kai
Kay
A surname derived from several Old and Middle English words; also adopted by immigrants whose surnames began with a K
Kay
{i} female first name; family name
kay
The letter k
Турецкий язык - Турецкий язык
Kaymasını sağlamak, kaymasına yol açmak: "Kocakarı biraz telaşla yüzünden çarşafı kaydırıp yine örtünerek ..."- H. R. Gürpınar
Kaymasını sağlamak, kaymasına yol açmak
KAY
(Osmanlı Dönemi) Kusma, istifrağ. Hastalıktan dolayı ağızdan çıkan hazmolmamış gıdâ maddesi.Âlim-i mürşid koyun olmalı; kuş olmamalı. Koyun, kuzusuna süt; kuş, yavrusuna kay verir. M
kay
Yağmur, yaz yağmuru
kay
Yağmurlu hava
kay
(Osmanlı Dönemi) hazmolmamış gıda. Hazmedilmemiş yiyecek
kay
Kusma
kay
Yaz yağmuru
kaydırma
Alıcının herhangi bir araç üzerinde çeşitli yönlere hareket ettirilmesi
kaydırma
Kaydırmak işi
kaydırma
Savunmanın belirli bir anında, oyunun güç noktasını birdenbire değiştirme
kaydırmak
Избранное