kaybet

listen to the pronunciation of kaybet
Турецкий язык - Английский Язык
lose

Why did the lawyer lose in the argument? - Avukat savunmada niçin kaybetti?

I was beginning to lose my cool. - Soğuk kanlılığımı kaybetmeye başlıyordum.

mislay
{f} losing

She forgave him for losing all her money. - O, tüm parasını kaybettiği için onu bağışladı.

I'm not worried about losing my job. - İşimi kaybetme hakkında endişeli değilim.

{f} lost

They lost no time in leaving their home. - Evlerinden ayrılırlarken zaman kaybetmediler.

Tom lost no time in parting with the money. - Tom parayı elden çıkarmak için zaman kaybetmedi.

forfeit
mislaid

I've mislaid my watch. - Kol saatimi kaybettim.