Tom landed a big trout.
- Tom büyük bir alabalığı tutup karaya çıkardı.
Holding on to the rope firmly, I came safely to land.
- İpe sıkıca tutunarak karaya güvenli bir şekilde geldim.
Just like the Earth, half of the Moon is lit by the Sun while the other half is in darkness.
- Tam Dünya gibi, Diğer yarısı karanlıkken Ayın yarısı güneş tarafından ayınlatılır.
The African elephant is the largest land mammal on earth.
- Afrika fili yeryüzünde en büyük kara memelisi.
Tim is the black sheep of the Jones' family.
- Tim, Jones'un ailesinin yüz karası.
A white coin is for a black day.
- Ak akçe kara gün içindir.
The elephant is the largest land animal.
- Fil en büyük kara hayvanıdır.
Land and water make up the earth's surface.
- Karalar ve sular Dünya'nın yüzeyini oluşturur.
She is very afraid of the dark.
- O, karanlıktan çok korkar.
Bats usually fly in the dark.
- Yarasalar genellikle karanlıkta uçar.
The government decided to ban the book on grounds of indecency.
- Hükümet ahlaksızlık gerekçesiyle kitabı yasaklamaya kararı verdi.
Glorify the ocean, but stay on the ground.
- Okyanusu öv ama karada kal.
It's a very gloomy day.
- Çok iç karartıcı bir gün.
The gloomy house was like a ghost.
- Karanlık ev bir hayalet gibiydi.
Is eating liver bad for you?
- Karaciğer yemek sizin için kötü mü?
I'm bad at singing karaoke.
- Karaoke söylemede kötüyüm.
We took a ferry from the island to the mainland.
- Adadan ana karaya bir feribota bindik.
The economic situation is very bleak.
- Ekonomik durum çok iç karartıcı.
The sky looks ominous. I wonder if it will rain.
- Gökyüzü kara görünüyor,yağmur yağıp yağmayacağını merak ediyorum.