karşılamış

listen to the pronunciation of karşılamış
Турецкий язык - Английский Язык
encountered
past of encounter
karşıla
meet

I'll meet you at the usual time. - Her zamanki saatte seni karşılayacağım.

When meeting a person for the first time, keep the conversation light. - Biriyle ilk defa karşılaştığında,konuşmayı hafif sürdür.

karşıla
countervail
karşıla
{f} countervailing
karşıla
{f} welcoming

Where's the welcoming committee? - Karşılama komitesi nerede?

Please help me in welcoming Tom. - Lütfen Tom'u karşılamam da bana yardım et.

karşıla
afford

That was all I could afford. - Bütün karşılayabildiğim buydu.

Sami can't afford this. - Sami bunu karşılayamaz.

karşıla
defray

The government was compelled to defray the costs of the war. - Hükümet savaş maliyetleri karşılamak zorunda kaldı.

karşıla
counter
karşılamış
Избранное