kapanma

listen to the pronunciation of kapanma
Турецкий язык - Английский Язык
closure

The plant's closure spelt disaster for the town. - Tesisin kapanması kasaba için felaket anlamına geliyordu.

With the closure of the bridge, it will take a lot longer to get to the airport. - Köprünün kapanmasıyla artık havalimanına gitmek çok daha uzun sürecek.

cicatrization
shutdown
occlusion
closing

Protestors rallied in a last-ditch effort to save the medical centre from closing down. - Protestocular tıp merkezini kapanmaktan kurtarmak için son bir gayretle yürüdüler.

Tom deposited three thousand dollars in the bank just before closing time. - Tom kapanma saatinden önce bankaya üç bin dolar yatırdı.

(Jeoloji) convergence
closedown
enclosure,inclosure
kapanma (italyanca)
cierre
kapanma hatası
error of closure
kapanmak
{f} fold up
kapanmak
hole up
kapanmak
{f} cloister
kapanmak
heal up
kapanmak
closed
kapanmak
veil oneself
kapanmak
lock
kapanmak
blocked off
kapanmak
{f} shut
kapanmak
be blocked off
kapanmak
covered
kapanmak
concealed
kapanmak
shut down
yere kapanma
prostration
kapa
coop in
kapa
{f} switching off
kapa
{f} shut

I wish you would shut the door when you go out. - Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan.

He checked that all the doors were safely shut. - Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.

kapa
shut down

Tatoeba.org, a language website, was shut down temporarily for maintenance. - Bir dil web sitesi olan Tatoeba.org bakım için geçici olarak kapatıldı.

Tom shut down his computer. - Tom, bilgisayarını kapattı.

kapa
{f} inclose
kapa
power off

Please do not power off or unplug your machine. - Lütfen makinenizi kapatmayın ya da fişini çekmeyin.

kapa
{f} shutting

Would you mind shutting the door? No, not at all. - Kapıyı kapatmamın sakıncası var mı? Hayır hiç sakıncası ok.

Would you mind shutting the door? - Kapıyı kapatır mısın?

kapanmak
close

Some railroads had to close down. - Bazı demir yolları kapanmak zorunda kaldı.

Within hours, many of the other banks had to close. - Saatler içinde, diğer bankaların çoğu kapanmak zorundaydı.

kapanmak
close up
içine kapanma
into shutdown
kapa
power#off
kapa
coop up
kapa
turn#off
birden kapanma
emergency shut down
kapa
coopup
kapa
obturate
kapa
closing

Would you mind closing the window? - Pencereyi kapatır mısın?

We heard the door closing. - Biz kapının kapandığını duyduk.

kapanmak
be suspended
kapanmak
hole
kapanmak
overcast
kapanmak
close down

Some railroads had to close down. - Bazı demir yolları kapanmak zorunda kaldı.

kapanmak
to seclude oneself in
kapanmak
to come to an end, cease
kapanmak
overcloud
kapanmak
/üstüne/ to hunch down (closely) to/over
kapanmak
(for a wound) to heal
kapanmak
(for the sky) to become cloudy
kapanmak
to be covered, be concealed
kapanmak
be shut
kapanmak
to be closed down; to be dissolved; to go out of business
kapanmak
(yara) scar over
kapanmak
to close, to shut, to be closed, to be shut; to be blocked off; to be covered, to be concealed; (yayın) to close down; (fabrika) to shut down; (yara) to heal up, to close up; (kadın) to veil oneself
kapanmak
shut to
kapanmak
be closed
kapanmak
fold
kapanmak
to withdraw (to)
kapanmak
to close, be shut
kapanmak
cicatrize
kapanmak
go into liquidation
kapanmak
{f} fall
otomatik kapanma
automatic shutdown
oturum kapanma süresi
sign off life
yerlere kapanma
prostration
Турецкий язык - Турецкий язык
Kapanmak işi
Kapanmak
(Osmanlı Dönemi) TEHENDÜM
Kapanmak
işlemek
kapa
Ticari değer taşıyan yaprak tütünlerin düşük kaliteli olanı
kapanmak
Çalışamaz, etkinliğini sürdüremez duruma getirilmek
kapanmak
Yara iyileşmek
kapanmak
Kapalı duruma gelmek: "Son basamağı aştığım zaman, babanın kapısı hızla yüzüme kapandı."- Y. Z. Ortaç
kapanmak
Yüzü, gövdesi bir yere gelecek biçimde eğilmek
kapanmak
Hacı Bey de üstelemedi
kapanmak
Son verilmek, kesilmek: "Arif sustu
kapanmak
Yüzü, gövdesi bir yere gelecek biçimde eğilmek: "Secdeye hamt için değil, güya utandıklarından kapandılar."- R. E. Ünaydın
kapanmak
Son verilmek, kesilmek
kapanmak
Söz de burada kapanmış oldu."- M. Ş. Esendal
kapanmak
Tatile girmek
kapanmak
İyileşmek
kapanmak
Kapalı duruma gelmek
kapanmak
Dışarı ile ilişiğini kesmek: "Rahatça çalışmak istediğim zamanlar buraya kapanırım ve kimse girmesin diye bazen içerden de kapıyı kilitlerim."- Y. K. Karaosmanoğlu. Çalışamaz, etkinliğini sürdüremez duruma getirilmek: "Manzumem çıkmadı ve Rübap kapandı."- Y. Z. Ortaç
kapanmak
Dışarı ile ilişiğini kesmek
kapanmak
Kör olmak
kapanmak
Gökyüzü bulutlanmak
kapanma
Избранное