We put off our departure because of the rain.
- Kalkışımızı yağmur nedeniyle erteledik.
The heavy rain made them put off their departure.
- Şiddetli yağmur, onların kalkışını erteledi.
Tom watched the helicopter take off.
- Top helikopterin kalkışını izledi.
I like watching planes take off.
- Uçakların kalkışını izlemeyi severim.
They were waiting for the signal to start.
- Onlar kalkış sinyalini bekliyorlardı.
Please secure your seat belt during takeoff and landing.
- Lütfen kalkış ve iniş sırasında emniyet kemerinizi takın.
Bad weather delayed takeoff for two hours.
- Kötü hava kalkışı iki saat erteledi.
She got up to answer the phone.
- O, telefona cevap vermek için kalktı.
During the intermission I got up to stretch my legs.
- Molada bacaklarımı germek için kalktım.
I usually get up at about six-thirty.
- Genellikle saat altı otuz civarında kalkarım.
What time do you usually get up?
- Genellikle saat kaçta kalkarsın?
Tom spent all afternoon at the airport watching the airplanes land and take off.
- Tom tüm öğleden sonrayı havaalanında inip kalkan uçakları izleyerek geçirdi.
I saw a jumbo jet take off.
- Bir jumbo jetin kalktığını gördüm.