kalırsa

listen to the pronunciation of kalırsa
Турецкий язык - Английский Язык
for all
In spite of, despite

For all his protests, he was forced to have a bath.

For all x in A, x^2 is even.

bana kalırsa
personally
kal
{f} remain

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life. - Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.

Words fly, texts remain. - Söz uçar, yazı kalır.

bana kalırsa
if you ask me
bana kalırsa
as far as i can see
bana kalırsa
as far as i am concerned
bana kalırsa
up to me
bana kalırsa
i think
bana kalırsa
i dare say
bana kalırsa
in my opinion

In my opinion, it's not a good idea. - Bana kalırsa, bu iyi bir fikir değil.

bana kalırsa
in my judgment
kal
devolve
kal
hover over
kal
{f} stay

He stayed in New York for three weeks. - O, üç hafta New York'ta kaldı.

I can't stay here forever. - Sonsuza dek burada kalamam.

kal
{f} staying

Kentaro is staying with his friend in Kyoto. - Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.

A man named George was staying at a hotel. - George adında bir adam bir otelde kalıyordu.

kal
{f} remaining

Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks. - Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.

The door remaining locked up from inside, he could not enter the house. - Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.

bana kalırsa
me
bana kalırsa
for all i care
bana kalırsa
as far as I am concerned; if it were up to me
bana kalırsa
as far as I'm concerned
bana kalırsa
for my part

For my part, I don't like this picture. - Bana kalırsa; bu resmi beğenmedim.

I, for my part, don't care. - Bana kalırsa, umurumda değil.

bana kalırsa
all I know
bana kalırsa giderim
i would rather go
bana kalırsa giderim
i had rather go
bana kalırsa vız gelir
forall i care
dakika boş kalırsa ayrıl
(Bilgisayar) minutes of inactivity
kal
word, talk
kal
snub
kal
remains

The problem remains to be solved. - Sorun çözülmeden kalır.

He remains loyal to his principles. - O, prensiplerine sadık kalıyor.

ona kalırsa
as far as he is concerned
Английский Язык - Английский Язык

Определение kalırsa в Английский Язык Английский Язык словарь

kal
Era
kal
Strife
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение kalırsa в Турецкий язык Турецкий язык словарь

KAL
(Osmanlı Dönemi) (A, uzun okunur) Söz
kal
Bir düşünceyi anlatabilmek için art arda söylenen kelime dizisi
kal
Koparma, sökme
kal
Söz, lakırtı, laf
kal
(Osmanlı Dönemi) bir şeyi kökünden çekip koparmak, azletmek
kal
çekirge
kal
Maden külçelerinin eritilip arındırılması
kal
Laf, söz
kal
Söz, lakırdı, laf
kal
Koparma, sökme, kökünden söküp atma
kal
Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi
kal
Söz laf
kâl
(Osmanlı Dönemi) söz
Английский Язык - Турецкий язык

Определение kalırsa в Английский Язык Турецкий язык словарь

KAL
(Askeri) kritik unsurlar listesi (key assets list)
kalırsa
Избранное