For all his protests, he was forced to have a bath.
For all x in A, x^2 is even.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
Words fly, texts remain.
- Söz uçar, yazı kalır.
In my opinion, it's not a good idea.
- Bana kalırsa, bu iyi bir fikir değil.
He stayed in New York for three weeks.
- O, üç hafta New York'ta kaldı.
I can't stay here forever.
- Sonsuza dek burada kalamam.
Kentaro is staying with his friend in Kyoto.
- Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.
A man named George was staying at a hotel.
- George adında bir adam bir otelde kalıyordu.
Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks.
- Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.
The door remaining locked up from inside, he could not enter the house.
- Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.
For my part, I don't like this picture.
- Bana kalırsa; bu resmi beğenmedim.
I, for my part, don't care.
- Bana kalırsa, umurumda değil.
The problem remains to be solved.
- Sorun çözülmeden kalır.
He remains loyal to his principles.
- O, prensiplerine sadık kalıyor.