Excuse me, who is this woman?
- Afedersiniz, bu kadın kim?
She is a selfish woman.
- O bencil bir kadındır.
The qipao is a classic female garment that originated in 17th century China.
- Qipao 17.yüzyıl Çin'inde yaratılmış klasik kadın giysisidir.
She will be the first female Japanese astronaut.
- O ilk Japon kadın astronot olacak.
Tom continued his relationship with that married woman.
- Tom bu evli kadınla birlikte olmayı sürdürdü.
They have played heroines.
- Onlar kadın kahramanları oynadılar.
The actress looks younger than she really is.
- Kadın oyuncu, olduğundan daha genç gözüküyor.
You'll never be an actress.
- Asla bir kadın oyuncu olmayacaksın.
The policewoman directed traffic.
- Kadın polis trafiği yönetti.
She is a selfish woman.
- O bencil bir kadındır.
She shot a warm smile at the old lady.
- O, yaşlı kadına sıcak bir gülümseme fırlattı.
That poor lady is disabled.
- Şu zavallı kadın engelli.
The thief disguised himself as an old lady.
- Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.
The lady's wish is my command.
- Kadının isteği benim emrimdir.
I was looking at a pretty hen.
- Ben güzel bir kadına bakıyordum.
She's married to a misogynist.
- O bir kadın düşmanıyla evli.
He awarded the poetess.
- O, kadın şairi ödüllendirdi.
Do you know any poetesses?
- Herhangi bir kadın şair tanıyor musun?
Tom married John's widow.
- Tom John'un dul kadını ile evlendi.
At the funeral, the widow looked very dignified, with her black suit, hat and gloves.
- Cenazede, dul kadın siyah takım elbisesi, şapkası ve eldiveni ile çok ağırbaşlı görünüyordu.
Mary is a fortune teller.
- Mary bir falcı kadın.
Mrs. Smith was a famous beauty.
- Bayan Smith ünlü bir güzel kadındı.