kabinleri

listen to the pronunciation of kabinleri
Турецкий язык - Английский Язык
booths
About 1,400 workspaces, each equipped with a computer system, around the perimeter of the Trading Floor where member firms and independent brokers receive orders
plural of booth
At trade shows, a major factor in sales promotion plans To stop traffic, it must be simple and attractive and have good lighting and a large visual (Ch 17)
kabin
{i} cabin

Tom spent the night in the small cabin near the lake. - Tom bütün geceyi gölün yanında küçük bir kabinde geçirdi.

Every member of the cabinet was present. - Kabinenin her üyesi mevcuttu.

kabin
{i} car

They're taking the freight out of the train car. - Onlar tren kabininden navlun çıkarıyorlar.

kabin
booth

Tom sat alone at one of the booths in the diner. - Tom lokantadaki kabinlerden birinde yalnız oturdu.

kabin
cabinet

Forming a cabinet is difficult. - Bir kabine oluşturmak zordur.

His resignation left a vacancy in the cabinet. - İstifası kabinede boşluk bıraktı.

kabin
passenger cabin
kabin
cage
kabin
cubicle
kabin
cabin (of an airplane or ship)
kabin
(telephone) booth
kabin
changing cubicle (at a beach, in a store)
kabin
cabin; cubicle; cabinet; (telefon) booth
kabin
cab

Tom has a small cabin on the lakefront. - Tom'un göl yakınında küçük bir kabini var.

Forming a cabinet is difficult. - Bir kabine oluşturmak zordur.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение kabinleri в Турецкий язык Турецкий язык словарь

KABİN
(Hukuk) Evlenme merasimi sırasında erkeğin kadına verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para
KABİN
(Osmanlı Dönemi) f. Güveğinin geline verdiği ağırlık, eşya, para
Kabin
kabine
kabin
Hadi giyin, kabinimin kapısından gel al beni."- N. Cumalı
kabin
Küçük, özel bölme
kabin
Küçük ve özel bölme
kabin
Plajda soyunma yeri: "Sonra kabinini gösterdi Özer'e
kabin
Uçakta yolcuların oturduğu bölüm
kabin
Plajda soyunma yeri
kabin
Gemilerde, uçaklarda, uzay gemilerinde küçük bölme
kabinleri
Избранное