Определение kısalt в Турецкий язык Английский Язык словарь
- make shorter
- {f} abbreviated
In English, ultraviolet is often abbreviated as UV.
-İngilizcede ultraviyole sık sık UV olarak kısaltılır.
Put the words in parentheses into abbreviated form.
-Parantez içindeki kelimeleri kısaltılmış şekle koyun.
- {f} shortened
I shortened my speeches.
-Konuşmalarımı kısalttım.
I must have it shortened.
-Onu kısalttırmalıyım.
- shorten
I must have it shortened.
-Onu kısalttırmalıyım.
A working day shortens life by 8 hours.
-Bir çalışma günü hayatı 8 saat kısaltır.
- {f} shortening
- abbreviate
In English, ultraviolet is often abbreviated as UV.
-İngilizcede ultraviyole sık sık UV olarak kısaltılır.
Put the words in parentheses into abbreviated form.
-Parantez içindeki kelimeleri kısaltılmış şekle koyun.
- foreshorten
- abridge
The student decided to abridge his paper by taking out unnecessary details.
-Öğrenci gereksiz ayrıntıları çıkararak raporunu kısaltmaya karar verdi.
This book is abridged from the original.
-Bu kitap orijinalinden kısaltılmıştır.
- kısal
- got shorter
- kısal
- get shorter